Ya Yok edilen Nesil ?
1992-93 Yıllarıydı. İlim-Menzil çatışmasının hızlı zamanları. Bitlis’ten mi Muştan mı gelmişlerdi hatırlamıyorum. Çok serttiler. Üst üste şablon ayetleri sıralayıp, biz demiyoruz “Allah diyor” diyorlardı. Cemaat farzdır diyorlardı. Ve Cemaat biziz. Tağuta değil Allah’tan olana uyun diyorlardı. Emire/ halifeye uymayan tağuta uymuştur. Tağuta uyan onlardandır. Mürtedin hükmü ölümdür. Diyorlardı. Siz kitap okuyun, çelik çokmak oynayıp nutuklar atın, biz 10 sene ye kalmaz İslam Devletini kuracağız diyorlardı.
Tanrı makamından konuşuyorlardı. Dilleri, fikirleri, konumları Allah ile özdeşleşmişti. Oradan buyuruyorlardı.
O dönemde Atasoy Müftüoğlu , Ali Bulaç ve birkaç kişi daha aralarına girip uzlaştırmak için girişimde bulunmuşlardı. Sakın ha denemeyin, oturun kitabınızı, derginizi çıkarın. Torunlarınızı parka götürün. Ama buraya gelmeyin. Can güvenliğinizi sağlayamayız deyip tehdit etmişlerdi.
10 sene geçti aradan. İslam Devleti kurulmadı.
Emreden de Allah değilmiş. Teoman Koman, Veli küçük ya da benzeri biriymiş. Öğrendik. Meğer cemaat dedikleri de Allah’ın hizbi değil, JİTEMmiş.
Ancak, asıl kötü sonradan geldi. 20 sene geçince fark ettik.
O çatışmada Doğunun tüm yetişmiş mümin nüfusu yok edildi. Ya da bölgeden kovalandı. Neredeyse tüm bölge Allah için gönlü titreyen, çaba ve gayrette bulunan, canından bile geçebilecek nitelikteki, (tüm eksikliklerine rağmen) örnek gençlerden temizlendi.(?)
Bölgedeki örnek Müslüman gençliğin boşluğunu kim doldurdu?
20 Yıl önce doğudan gelen gençleri hatırlayanlar, şimdi doğudan gelen gençlere bakarlarsa, boşluğu kimin doldurduğunu göreceklerdir.
Yine bir genç geldi. Yine Tanrı makamından konuşuyor. Namluya sürülmüş bir fotokopi.
Yine cemaat diyor. Yine halifeye uymak farz diyor. Yine tağuta uyanın hükmü diyor. Yine öldürmenin, yok etmenin faziletinden bahsediyor. Yine Allah böyle dedi diyor. Ben böyle anlıyorum diyemiyor.
Tanrı makamından, Allah adına söz almış, konuştukça konuşuyor.
Bu sefer Irak’dan, Suriye’den Işıd’dan, PYD ‘den, Nusradan, Hizbullah’tan, Barzaniden bahsediyor.
Yine korkunç bir kıyım.
Yine kıyılıp, yok edilen tüm eksikliklerine rağmen tüm cephelerde Allah için sefere çıkabilecek, cihada çıkabilecek, canını verebilecek genç kitle.
Suud’un, Katar’ın, Arap emirliklerinin, Türkiye’nin, İran’ın, Rusya’nın, Fas’ın, Cezayir’in, Lübnan’ın ve tüm Avrupa’nın baş belası dinci, gerici, İslamcı (?) gençleridir yok edilen.
Düşünün ki, Fransa’dan 800 genç varmış. 800 canını verebilecek Müslüman genç hangi tarihte Fransa’da var olmuş ki.
Neredeyse tüm devletler İslamcı gençlikten arındırılıyor.
Konuşan/emreden Allah ‘mı yoksa başka biri mi? Veya kurulan İslam Devleti mi yoksa başka bir şey mi tartışıp boğazlaşıp duruyoruz.
Lakin ya yok edilen genç Müslüman nesil?
Bu toplumlarda Müslüman örnekliklerin/genç neslin yerini kimler dolduracak?
Bu sorunun cevabının yaşanan hadiselerle bir bağı olduğunu fark edebilirsek Veli Küçük ile Allah’ın emirlerinin birbirlerine karışmadığı günleri ümit edebiliriz.
Ahmet H. ÇAKICI
NOT: Ne yazık ki yine ve yine Kürt kardeşler en heyecanlı ve istekli kesim. Ne yazık ki yine ve yeniden en büyük felaket onların başında.
Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın
Konu yorumu: Veli Paşa ile Allah'ı karıştırmak.
Açıklama:
Değerlendirme: 5
Yorum: Ahmet H. Çakıcı
Etiketler:
ilim,
iran,
jitem,
menzil,
rusya,
Suriye,
tanrı makamı,
veli küçük,
veli paşa
0 yorum:
Yorum Gönder