İnsan ve
eylemi arasına mesafe girdiğine insan insanlığını yitiriyor.
Suyu sıkılan insanın insanlığıdır. |
Modern hayat,
insana, insan olmadığı bir alan tanımlıyor. İnsanın, İnsanilikten uzaklaştığı,
sorumlu olmadığına inandırıldığı bir alan.
Sanırım
Sekülerizm bu. İnsana, insan olmadığı alanlar tanımlamak. Allah’ın olmadığı
mekanlar.
Vicdan,
merhamet, hesap, sorumluluk, acıma, paylaşım, kardeşlik, vefa, dostluk ve diğer
tüm erdemi unsurlar bir görev tanımında yok ediliyor. Saldır denildiğinde neye,
niçin, ne adına saldırdığını düşünmeyen av köpekleri gibi. Üzerine basıldığında
kurşunu kime, nereye, ne adına yolladığını bilmeyen tetik gibi.
Günter Anders “…bir düğmeye bastığınızda
öfkeden dişleriniz gıcırdamaz… bir düğme yalnızca bir düğmedir”. Der. O düğme bir füzenin, bir İHA’nın düğmesi
olabilir.[i]
Ölenler masum insanlar, yaşlılar, çocuklar olabilir. Teknik bir hatadır. İHA
yanlış bilgi vermiştir. Bilgiler doğru değerlendirilememiştir. Başlatılabilecek
herhangi bir tartışma, düğmeye basanın ahlaki veya insani sorumluluğundan
bahsetmez.
İnsana,
insan olmadığı bir alan tanımlanır. İnsanın, İnsanilikten uzaklaştığı, sorumlu
olmadığına inandırıldığı alanlar. [ii]
Eğer mağdurla
eylemcinin arasına “kayıtsızlık mesafesi” aralanabilirse ya da suçlu "hiç
kimse" yapabilirse kötülük/cürüm normalleşip mübahlaşır.
Kurbanla
araya mesafe konulabildiğinde insanilik, ahlaki sorumluluk devre dışı kalıyor. Her
şeyden “hiç kimse” sorumlu oluyor.
Mesela;
Asker uçaktan
bombayı bırakırken sadece emri yerine getiriyor, suçsuz insanları katletmiyor.
Hak’sız
olduğunu bile bile müvekkilini savunan avukat, adaleti/Hakkı engelleyen biri
değil, işini iyi yapan biridir.
İcraya
gittiği insanın halini merak etmeyen memur, emir kuludur.
Toplumu
soyan bankacı, Karun'lar adına tuzaklar kuran biri değil, görevinin icabını
yerine getiren biridir.
Fayda
vermeyeceğini bile bile ilaç yazan doktor, ilaç kartellerine hizmet etmiyor, prosedürü
uyguluyordur.
İşçileri
coplayan polisler, güçlü ve zengin işverenin hatırı için güçsüz ve fakir
işçileri sopalamıyor, vazifesini yerine getiriyordur.
Oğluna
torpil arayan baba, kopye çeken bir öğrenci, ön sıralara geçen biri başkasının
hakkını gasp etmiyor, işini görüyordur.
Kimsenin
kimseye husumeti yok. Kimse kimseye düşman değil. Kimse, diğerinin uğradığı
zarardan şahsi menfaat elde etmek için yapmıyor.
Sadece işlenen
eylem ile arasına mesafe koyulmasını kabul ediyor. Mesafe konulduğunda
mekanikleşiyor. Makineleşiyor. İşleyen bir dişliye dönüşüyor.
İnsan olmayı
terk ediyor.
İnsanın,
insanlığını terk etmesi Aziz İnsana, Eşref-i Mahlukata, Hakka ihanettir.
Herkes
vazifesinin başındadır.
Mümin
insanın vazifesi, hiçbir an insanlığını terk etmemektir. Direniş insan
kalabilmektedir.
Müminin ki
insanlık nöbetidir.
Ahmet
H. Çakıcı
[i] İHA:
İnsansız Hava Aracı
[ii]
Muazzam uzaklıklardan eylemde
bulunabilecek bir teknolojiye sahibiz. Öyle ki, ahlak anlayışımız mesafeleri aşıp
devreye giremiyor..." diyor Hans Nick Jonas. "
Günlük hayatta edebin / ahlakın
konusu iken; sanal medyaya, sosyal ağlara girdiğinde mahremiyet, teşhircilik,
röntgencilik, dedikodu, buğz, kin, küfür ayıp olmaktan, edebin konusu olmaktan
çıkıyor.
Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın
Konu yorumu: Müminlik, insanlık nöbetidir. Direniş, insan kalabilmekte.
Açıklama:
Değerlendirme: 5
Yorum: Ahmet H. Çakıcı
Etiketler:
George Orwell,
IHA,
insan,
insanlık nöbeti,
kaygısızlaştırma,
kurban,
mesafe,
uçak
1 yorum:
Yorum Gönder