“Keşke yok olaydık” demezler “toprak” olaydık derler.
Sahabe, müminlerin göz nuru Hz Resul’e “Neden Ali’yi bu
kadar çok seviyorsun?” diye sorar: Hz Peygamber, “Size kötülük edene iyilik edebilir
misiniz?” der. “Evet, ya Resulüllah, ederiz” derler. “O size bir daha kötülük ederse?”
bazı gözler ve kafalar öne düşer. Ancak, “Yine iyilik ederiz diyenler” de vardır.
Resulüllah “ya yine kötülük ederse?” Öne düşmemiş göz kalmaz.
Sonra damatlarının en yakışıklısı Hz Ali’yi çağırtır. Aynı
soruyu ona sorar: Hz Ali her seferinde “yine iyilik ederim” der.
Toprak kendisine ne kadar kötülük ederseniz edin, ne kadar
tırmalarsanız tırmalayın, ne kadar döverseniz dövün, ne kadar teperseniz tepin
size kötülük etmez. Ayaklar altındadır o, tevazu makamını terk etmez. Her gelenin yükünü taşır.
İnsan, en sevdiğini dahi Ahiret’e uğurladığında cesedine ancak 1-2
gün tahammül eder. Sonra onu toprağın koynuna verir. Her türlü cürufatı,
çöpü, leşi, pisliği toprağa verir. O kendisine gelen necaseti alır temizler,
yeniden inşa eder ve tertemiz geri verir.
Siz ona koyun, keçi pisliği verirsiniz, o size muz eder. Siz ona inek
pisliği verirsiniz; o size elma, çilek, erik, domates, mısır eder. Geri verir.
Kötülük ederek, toprağı kötüleştiremezsiniz.
Fussilet 33’te “… ben
Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim var.” derken 34 ‘te “Ki onlar
kötülüğü hayırla karşılarlar” der. Onlar kendilerine gelen şer'i hayra dönüştürebilenlerdir.
“Ebu Turap”, toprağın babası. Yine de “iyi olmayı tercih
ederim” diyen. Toprağın ahlakından. Toprağın tıynetinden.
“Ne olaydı da toprak olaydık." Ne olaydı da, kötülüklerin bizi kötüleştirmesine izin vermeyeydik.
Keşke toprak olaydık da ateş olmayaydık.
İnsan topraktan yaratılmış: Turabi. Şeytan ateşten yaratılmış: Nârî.
Ateşten yaratılana ateş iyi gelir. Ateşi iyi görür. Ateşe
çağırır. Ateşin ahlakını över.
Ateşin ahlakı yakıp yıkmaktır. Geride sadece kül kalır.
Yeri / yerini beğenmez. Kibir ehlidir. Hep yukarı yukarı saldırır. Üzerine bastırmaz. Kimsenin yükünü çekmez. Yakar. Yok eder. İmha ehlidir ihya değil.
Yeri / yerini beğenmez. Kibir ehlidir. Hep yukarı yukarı saldırır. Üzerine bastırmaz. Kimsenin yükünü çekmez. Yakar. Yok eder. İmha ehlidir ihya değil.
Yıkılanı yapmak, pisliği temizlemek, kötülüğü iyiliğe
çevirmek tevazu, merhamet, hilm, af, sabır, toprağın ahlakı.
Yapılanı yıkmak, yakmak,
geriye bir şey komamak; kibir, öfke, gazap, intikam, hırs ve nefret
ateşin ahlakı.
Yıkmaya mı geldim, yapmaya mı?
İhyadan mıyım, imhadan mı?
İhyadan mıyım, imhadan mı?
Ateşin mi oğluyum, toprağın mı?
Nârî miyim, turabi mi? Ahmet
H. Çakıcı
(Çaldımsa miri mülkden çaldım. Bu yazıda geniş ölçüde
Şemseddin Yeşil Efendi’nin bir sohbetinden faydalanılmıştır.)
Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın
Konu yorumu: Nârî mi, Turabi mi?
Açıklama:
Değerlendirme: 5
Yorum: Ahmet H. Çakıcı
Etiketler:
fussilet 33,
kötülük,
nari,
turabi
0 yorum:
Yorum Gönder