Önceki Yazı :
http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2015/12/hakk-2-hakka-ben-karstgnda-hakk-bulanr.html
HAKK’ı da Şer’i[i] de herkesin görebilir, ancak HAKK’ın peşine gitmek kadar, ŞER’den etkilenmemek, kötülüğün/kötünün etkisi altına girmemek de zordur. Kaybetmeyi göze alamayanlar HAKK’ın peşine gidemezler. Herkes HAKK’ı talep eder, ancak HAKK’ını veren azdır. Demiştik . Oradan devam edelim.
http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2015/12/hakk-2-hakka-ben-karstgnda-hakk-bulanr.html
HAKK’ı da Şer’i[i] de herkesin görebilir, ancak HAKK’ın peşine gitmek kadar, ŞER’den etkilenmemek, kötülüğün/kötünün etkisi altına girmemek de zordur. Kaybetmeyi göze alamayanlar HAKK’ın peşine gidemezler. Herkes HAKK’ı talep eder, ancak HAKK’ını veren azdır. Demiştik . Oradan devam edelim.
Eğer HAKK’sız (Allah’sız, Aziz Allah’ın razı olmayacağı
yerde duran, zalim), “BEN”le yakın ilişki içinde olan biri olursa mesela anne, baba,
iş sahibi, amir, eş, çocuk, arkadaş, müşteri, işveren veya bizzat kendim, HAKK’ı görmek zorlaşır.
Mizansene geri dönersek zulmedenin emrindekiler,
arkadaşları, akrabaları ve hatta bizzat şahsın kendisi, simitçiye yapılanın zulüm olduğunu net olarak görür ve
bilir. Ancak çağırdığında büyük ihtimalle zalime yardıma da gidecekler ve “bu BENim HAKK’ım,
görevim, emir kuluyum, o bizden vs”
diyeceklerdir. Şahit oldukları zulme karşı çıkıp, HAKK’a taraf olmakta en
azından tereddüt edeceklerdir.
Dikkat edilirse HAKK’sızla “BEN” arasında bir ilişkinin
gelişmesi, HAKK'ı görme yetisini, netliğini kaybettiriyor. Pozisyonumuz,
düşüncemiz ve kararlılığımız değişiyor. HAKK'ta farklı şeyler görmeye başlıyoruz.
Komutanı emrettiği için sivilleri bombalayan asker, fabrika
önünde işçileri coplayan polis, işçilerinden esirgediği maaşı lüks bir arabaya yatıran
esnaf/sanayici, lüzumsuz olduğunu bile
bile öğrencilerine aptalca şeyler anlatan öğretmen, fayda etmeyeceğini bile
bile prosedürü uygulayan doktor,memur, eczacı, kuyrukta bekleyenlerin önüne elindeki kartla
geçen banka müşterisi, mudisini faiz sarmalına davet eden bankacı, çocuğunu
işe sokmak için torpil arayan baba, iyi oynamasa da bizim takım kazanmalı diyen
taraftar, daha iyi bir not için kopya arayan öğrenci, sıkışmış birini düşürmeye
çalışan emlakçı, galerici olayın dışındayken çok net görebildikleri
HAKK’ı kişisel menfaatleri ile gölgeleyerek görülemez kılmışlara örnek sayılabilir.
Kişisel çıkarlar menfaatler, beklentiler, ümitler,
sevgi/nefret ilişkileri devreye girdiğinde HAKK’bulanır. Görülemez hale gelir.
HAKK, “BEN”lik sisinin ardında kaybolur. BEN'lik şehveti, HAKK’ı gölgeler.
Beşinci Not. HAKK’a “BEN”
aradan çıkarılmadan ulaşılamaz.
Zor olan HAKK’ın önüne dikilen “BEN”i aradan çıkarabilmek,
“BEN”in HAKK’ı (adaleti, güzeli, hayrı)
gölgelemesini, kirletmesini engelleyebilmektir.
Hem elindekini ederinden fazlaya satmak, çabucak
zengin olmak, tüm basamakları atlayıp en üste çıkmak, emeksiz, yorulmadan, üzülmeden, gerilmeden
kazanmak isteyecek hem de karşıdakinin acizliğinden, bilgisizliğinden, ihtiyacından
faydalanmayacaksınız. Hem “BEN”i tatmin etmeye, “BEN”in menfaatlerini korumaya
çalışacak, hem HAKK’ın hatırını kırmayacaksınız.
Mümkün değildir.
Mümkün değildir.
HAKK’lı olmak,
HAKK’la olmak “BEN”lik yükünü yanına alanların çıkamayacakları mevkiilerdir.
HAKK’a giden yolda (sırat-ı müstakim) “BEN”lik, insanoğlunun
önündeki en büyük ve en zorlu engeldir. İnsanoğlu “BEN”i terbiye etmekte çok
zorlanır. Ancak “BEN” öne çıktıkça zulüm çoğalır.
"BEN"lik davası Şeytan'ın tüm vaadleri gibi boştur. Sonucu kalp ve ruhun hastalanmasıdır. Ekin ve nesil perişan olur. Çünkü HAKK'ın olmadığı yerde insanoğluna huzur yoktur. Kalpler ve ruhlar ancak HAKK'ı zikretmekle sükun bulur.
"BEN"lik davası Şeytan'ın tüm vaadleri gibi boştur. Sonucu kalp ve ruhun hastalanmasıdır. Ekin ve nesil perişan olur. Çünkü HAKK'ın olmadığı yerde insanoğluna huzur yoktur. Kalpler ve ruhlar ancak HAKK'ı zikretmekle sükun bulur.
“BEN”in büyümesi (çıkarların, menfaatlerin, beklentilerin,
kibrin) ile HAKK’ın önündeki gölge de büyür. O nedenle yükseklere çıktıkça,
güçlendikçe, zenginleştikçe HAKK (adalet) talebi azalır. HAKK (adalet,hayır)
talebi “BEN”leri (çıkarları, menfaatleri) zayıf olanlarda güçlüdür. Bu yüzden
olsa gerek zengin ve güçlülerin HAKK, adalet talebi ile nümayiş yaptıklarına
şahit olunmaz.
Güçlülerin “BEN”leri öne çıkıp HAKK derdi kalmayınca,
güçsüzlere Dünya cehennem olur. Ortaya çıkan Cehennem’in ateşi, güçlülere de
dokunur.
Hali görüp "BEN"ciliğin felakete götürdüğünü fark edenlerin kulağına Şeytan fısıldar “biraz HAKK’ı, biraz da “BEN”i (çıkarlarını)
kolla.”
Böylece razı edilmesi gereken iki kişi olur. İlki HAKK olan
Aziz Allah’tır. İkincisi “Ben”dir.
“Şirk”et kurulmuştur.
Tahammülünüzü zorlamazsam bir yazı daha girmek istiyorum.
Ahmet H. Çakıcı
Sonraki yazı:
http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2016/01/hakk-4-beni-hakka-bulamak-sirk.html
Sonraki yazı:
http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2016/01/hakk-4-beni-hakka-bulamak-sirk.html
[i] HAKK
kelimesinin karşılığının Batıl olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bizim
zihin haritalarımızda Batılın karşılığının HAKK’a isabet etmediğini ŞER’in bu
anlama daha yakın olduğunu düşündüğüm için bu kelimeyi kullanmayı tercih
ettim.
Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın
1 yorum:
Çok güzel bir yazı olmuş. Paylaşımınızdan Allah razı olsun.
Yorum Gönder