Tevfik Çavdar Karikatürü |
Önceki yazı: Düşman kim 1- Dini kim yalanlar?
Maddeci (kapitalist) insan, sahip olduklarını artırabilmek için nesli, ekini, toprağı zehirlemeyi[i] ve hatta milyonlarca insanı öldürmeyi meşru görür. Kur’an bu insan tipini hedefe alarak, "düşman"ını tanımlar. Demiştik.[ii] Devam edelim.
Maddeci (kapitalist) insan, sahip olduklarını artırabilmek için nesli, ekini, toprağı zehirlemeyi[i] ve hatta milyonlarca insanı öldürmeyi meşru görür. Kur’an bu insan tipini hedefe alarak, "düşman"ını tanımlar. Demiştik.[ii] Devam edelim.
Madde severlerin (kapitalist)insanlıkta geldiği nokta, en
zengin 62 kişinin (parataparın) 2,5-3 milyar insanın toplam varlığından daha
fazla servete sahip olduğu bir Dünya [iv]
kurmak oldu. Binler, yüz binler değil. Milyonlar,
yüz milyonlar da değil. Milyarlardan bahsediyoruz. 62 Kişi, Dünya nüfusunun
neredeyse yarısı olan 3 milyar insanın servetinden fazlasına sahip.
3 milyar insanın arasında bölüşülmesi gereken servet 62
kişinin elinde toplanınca, geri kalan 3 milyara hayatta kalabilmek için
birbirlerini yemekten başka çare kalmıyor. Tüm servetleri yağmalanıp varlık
yokluk savaşlarının ortasına terk edilen yoksullar, güvenli bölgelere kaçmaya
çalışıyor.
Yoksulları yüksek gümrük duvarları ile karşılayıp, yurtlarına sokmayan
maddeperestler onları barbarlar, yobazlar, vahşiler diyerek aşağılıyor.
Nedense, denizlerdeki yüz binlerce gemiden batanlar, hep zenginlerin ülkelerine
giden mülteci gemileri oluyor.
Maddeperestler, hiç tereddüt etmeden petrol/enerji
savaşlarında çok büyük kitlelerin yerlerinden, yurtlarından sürülmelerini,katliamlarla
yok edilmelerini planlıyorlar. Daha çok
silah satabilmek için milyonlarca insanın felaketine sebep olan fitneler,
kargaşalar, savaşlar çıkarıyorlar.
Madde sevgisi, gözlerinin önünde feryat eden kadınların
gözyaşlarını, parçalanmış çocukların cesetlerini, yanmış yıkılmış yurtları
görmelerini engelliyor.
Sonlarının ne olduğunu bile bile, hiç çekinmeden çocuklara
uyuşturucu satabiliyorlar. Bir toplumu alkolik veya bağımlı yapabiliyorlar.
Nasıl bir felakete sebep olduklarını umursamadan, daha çok kozmetik ürünü
satabilme uğruna çocukları erken olgunlaştıran subliminal mesajları çizgi filimlere
yerleştirebiliyorlar.
Sadece ve sadece para için yiyeceklere kanserojen maddeleri
katmak, zararlı olduğunu bildikleri içecekleri piyasaya sürmek, daha çok ürün
almak için havayı ve toprağı zehirlemek kolayca yapabilecekleri işler arasında. Topluma derman
diye sunulan birçok ilacın/aşının hastalara mı yoksa ilaç firmalarına mı daha
çok şifa verdiği belli değil.
Kapitalist (maddeci) mantık para ve güç için her türlü vahşiliği
meşrulaştırıp uyguluyor. Hiçbir ilkeye
sahip değil. Vazgeçemeyeceği bir doğrusu, yapamayacağı bir zulüm yok. Menfaatinden başka kutsalı, servetten/güçten başka Tanrısı yok.
Gücü ellerine
geçirdiklerinde hukuk ve ahlakı yeniden tanımlıyorlar. Buda güçsüzler için felaket anlamına geliyor.
Bir örnek verelim;
Tüm Dünya ‘da olduğu
gibi Türkiye’de de en çok kazanan, en karlı, en büyük şirketler bankalardır. Ancak
bankalar hiçbir şey üretmeyen, topluma artı değer katmayan tefecilik
kurumlarıdır. Toplumu sadece
sömürürler. Gerçek üreticileri tuzağa
çekip, ödeyemez hale getirebilirlerse onlara verdikleri sanal değerler (paralar,kağıtlar,
elektronik sayılar) karşılığında gerçek değerleri gasp ederler. (toprak,ev, araba vs…)
Kimse bankacılara ,“Hiçbir şey üretmediğiniz halde nasıl
olurda bu kadar çok servet biriktirebildiniz? Kimden çaldınız, gasp ettiniz?”
diye sormaz. Soramaz.
Çünkü sorgulanamazlar, kınanamazlar, aşağılanamazlar. Toplumlarda özel statüleri vardır.
Çünkü sorgulanamazlar, kınanamazlar, aşağılanamazlar. Toplumlarda özel statüleri vardır.
Eğer fakirlerden biri, bir bankacının önünü kesip ondan 50
TL’sini alırsa buna hırsızlık, gasp, ahlaksızlık denir. Hukuk, o şahsa; hırsız,
gaspçı, sahtekar, dolandırıcı gibi bir isim takıp duruma göre 18 yıla kadar mahkumiyet isteyebilir. Ama eğer bankacı
onun hesabından hiçbir dayanağı olmadan aidat gideri, işletim ücreti veya sorma
ver bedeli adı altında 50 TL alırsa bankacı hakkında hırsız, gaspçı,
dolandırıcı, sahtekar, ahlaksız suçlamasında bulunulamaz. Dava edilemez.
Şikayet edilebilecek makamlar sadece teorilerde vardır. Alacağınız için yapacağınız herhangi bir girişim, çaldırdığınızdan kat be kat fazlası emek ve masraf yapmanız anlamına gelecektir.
Şikayet edilebilecek makamlar sadece teorilerde vardır. Alacağınız için yapacağınız herhangi bir girişim, çaldırdığınızdan kat be kat fazlası emek ve masraf yapmanız anlamına gelecektir.
Bazen gasp edilenin, mahkemeye dava açıp 1-2
sene içinde parasını geri alabilmesi
mümkündür. Ama bu bankacıyı durduramaz. Tekrar, tekrar farklı sebeplerle
paraya el koyabilir. Cürmün defalarca işlenmesi de bankacıyı suçlu, kötü
niyetli yapmaz. Pişmanlık göstermesi beklenmez.
Çünkü Kapitalist(paratapar)
ekonomilerde hukuku kapitalistler(parataparlar) belirlerler. Ve parataparların belirlediği hukuk, fakirlerin zenginlerden
çalmasını suç sayar. Zenginlerin fakirlerden çalması suç değildir. Olsa
olsa işlem hatasıdır.
Ahlak, güçsüzlerin
korunmasını emrederken, kapitalist ekonomilerde güçlüleri koruyan bir hukuk
devrededir.
Bankacı örneğini uzun tutmamızın sebebi kolay örnek
olmasıdır. Halbuki sorun tüm topluma yayılmış, bütün toplumu etkileyen bir
sorundur. Telekomünikasyon, elektrik, su, gaz şirketleri, sigortacılar gibi
büyük sermayeyi temsil eden tüm yapılar için bu geçerlidir.
Normal şartlar altında geri kalanların yani güçsüzlerin
(mustazafların) bu kitleyi düşman edinmesi onlara kin bağlaması gerekir.
Ancak bu olmaz.
Maddeperestlik/paratapıcılık
her dinin içine yayılmış en yaygın mezhep[v] ve ahlaki
tahribatın en ciddi müsebbibi olmasına rağmen toplumun gözünden kaçırılarak
düşman olarak görülmesi önlenilir.
Modern zamanların peygamberleri (haber getireni) medya
sağolsun.
Başlıca görevi bizim gibilere kimin dost kimin düşman
olduğunu öğretmek olan kitle yönlendirme araçlarından bize sunulan düşmanlar
çok farklıdır. Onlar bize, bizim gibi güçsüzlerden (mustazaflardan) birilerini
hedef gösterip, biri olmazsa diğerine düşman olmaya ikna ederler.
(Nasipse devam ederiz.) Ahmet
H. Çakıcı
Sonraki Yazı: Dükman Kim ? 3 - DÜşmanı Kim Belirler?
[i] Bakara
205
[ii] http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2016/01/dusman-kim-1-dini-kim-yalanlar.html
[iii]
Zariyat 19
[iv] http://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullahmuradoglu/kuresel-ekonomi-kime-calisiyor-2026375
[v]
Safiüddin Erhan Beyden alıntı.
Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın
0 yorum:
Yorum Gönder