Bana sorulsaydı insanı;
"unuttuğunu unutan varlık" diye tarif ederdim.
İnsan kelimesinin nereden türemiş olduğuna dair kanaatimi ise - yakınlık arkadaşlık anlamındaki- ÜNS kökü yerine -unutmak anlamındaki- NİSYAN kelimesinden yana kullanırdım. Çünkü insan unutmaması gerekeni UNUTABİLEN bir varlıktır.
“Sözüm Var, Hiçbir Kadını Bir Erkeğe Muhtaç Etmeyeceğim”
Hemen hemen her siyasinin dilinden duyulabilecek bir cümleyi duymuştuk seçimin son günlerinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan: “Sözüm var, hiç bir kadını bir erkeğe muhtaç etmeyeceğim[1]”.Bir slogan olarak özellikle hanımefendiler adına çok sempatik duran bu kelimeyi müsaadenizle biraz irdelemek istiyorum. Zira bazı kelimelerin, zihnimize düştükleri anda giyindikleri mana ile onları var eden ortamda yüklendikleri mana aynı şeyi ihtiva etmeyebiliyor. Doğdukları iklim çerçevesinde, onları var eden faktörleri sorgulamadan direk kabul ettiğimizde, onları var eden ancak bizim ilk anda kavrayamadığımız ilişki biçimlerini, değer yargılarını da -onları talep etmiş olmasak da- bünyemize nakletmiş oluruz.