Jean Baudrillard, Neden Hala Her şey Yok olup Gitmedi, s:1
Acayip bir cümle, anlayabildiğimiz kadarı
nasıl anlatalım bilmiyorum.
Eğer Karanlığı bilmiyorsanız AYDINLIĞI
bilemezsiniz.
Eğer soğuğu bilmiyorsanız sıcağı da
bilemezsiniz
Eğer denizin dışını bilmiyorsanız
denizin de farkına varamazsınız
Eğer ŞERRİ bilmiyorsanız, HAYIR da size
hiç bir şey ifade etmez.
Eğer Kötülük görmemmişseniz, İYİLİKten de
nasibiniz olmaz.
Eğer küfrü bilmiyorsanız İmanı da
bilmezsiniz.
Eğer HİÇ'liğe sahip çıkamazsanız
herhangi bir şeyi kıymeti de olmaz.
Elinde bir sürü şey olduğu halde farkında olmayanın elindeki her şey alınır.
Yok olmadı, anlatamadım.
***
Bana sorulsaydı insanı;
"unuttuğunu unutan varlık" diye tarif ederdim.
İnsan kelimesinin nereden türemiş olduğuna dair kanaatimi ise - yakınlık arkadaşlık anlamındaki- ÜNS kökü yerine -unutmak anlamındaki- NİSYAN kelimesinden yana kullanırdım. Çünkü insan unutmaması gerekeni UNUTABİLEN bir varlıktır.
Küçük Güzeldir ve Yeni Dünya Düzeni-1
Tüketim Çılgınlığı
En açık gerçekler, en kolay unutulanlardır.
R.H. Tawney
Amerikan Beyaz Taçlı Serçeleri göç mevsiminde
Alaska’dan Meksika Körfezine sadece 7 günde uçarlar ve bu yolculuk boyunca hiç
uyumazlar. Bu durumu fark eden Amerika Savunma Bakanlığı başta Wisconsin’in
Madison kentinde olmak üzere birkaç üniversite ve araştırma enstitüsünü
Pentagon’un finansmanı ile “Bu kuşlardan elde edilecek bilgilerin insanlara
nasıl uygulanabileceğini” araştırmaya yönlendirdi.
Ancak serçelerle ilgilenen sadece Amerikan Ordusu değildi; uykusuz Beyaz Taçlı Serçeler sermaye sahibi kapitalistlerin de dikkatini çekmişti.
- Abdülvehap El Messiri İslam Dünyasının içinden olup hem içinden geldiği coğrafyayı hem Batıyı iyi bilen ve dünyayı çok yakından takip edebilen, kimliğini kaybetmemiş ciddi kalemlerimizden biriydi.Türkiye kamuoyunun ne yazık ki yeterince tanımadığı bu isme, hacmi küçük ancak çok ciddi kelimelere sahip bu eseri ile dikkat çekmek istiyoruz.
Özet, kitaptan sanal ortama alıntıladığımız kısa pasajlar ve bizim onlara getirdiğimiz bazı yorumları ihtiva ediyor.
(Hatırlatalım! Hiç bir özet kitabın yerini tutmaz)
Bismillah
***
Bize göre sekülerizm, Batı ve Arap medyasında sürekli dile getirildiği gibi din ve devletin birbirinden ayrılması değildir. Sekülerizm daha çok epistemolojik (bilgi ve bilime dayalı düşünce) ve etik'ten MUTLAK değerlerin silinmesinden ibarettir. Öyle ki, bütün dünya, -hem insanlık hem de doğa- sömürülecek ve boyun eğdirilecek bir nesneye dönüştürülür.
Abdulvehap. Messiri, Kalemin Dansı, Göstergenin Oyunu, s:11 - Sekülerizm (laiklik) BAtının, sömürü ve hegemonyasının önünde engel olan DİNİ, AHLAKİ ve TECRÜBi Bilginin ortadan kaldırılarak her şeyi sömürülebilir KILMA ideolojisidir, diyor sanırım.
Byung Chul Han ağır
ağır duvarını ören bir duvar ustası gibi her kitabı ile Modern dünyaya dair eleştirilerine
bir tuğla daha ilave ederek duvarını örmeye devam ediyor. Psikopolitikada toplumların
artık Foucault’un iddia ettiği gibi biyopolitika ile yönetilmediklerini –buna ihtiyaç
kalmadığını-, gelişen teknoloji ile 360 derecelik bir açı kazanan banoptikonlar
üzerinden toplumların içten gelen şiddet (nefs, heva, iç güdü, korku,
bilinçaltı vs) harekete geçirilerek, dışardan şiddet uygulamaya ihtiyaç
kalmadan yönetildiklerini iddia ediyor. Ona göre, toplumların psikolojilerini
yönlendiren bu psiko-politikalar ile modern birey artık tüm değerini
yitirmiştir.
Kitap Metis Yayınlarında çıkmış ve 89 sayfa. Muhteşem bir tercümesi yoksa da okunamayacak
durumda da değil.
Lütfen unutmayın! Hiçbir özet, kitabın yerini tutmaz.
Robins, bu eserinde “insanın ayaklarını yerden kesen ve mutlak bir iktidar duygusu yaratan” imaj teknolojileri üzerine kurulu dünyayı sorguluyor. Ona göre, her şeyden önce ortada “yeni “olan bir şey yoktur. Olan her şey bir önceki ve daha önceki dönemlerden gelen zevklerin, hayallerin, ümitlerin yeniden ambalajlanarak, yeni imajlarla parlatılarak toplumların ayartılmasından” ibarettir.
Modernite, Postmodernite, Posthümanizm gibi konularda da yetkin bir isim olan Abdulhakim Murad'ın Müslümanların meselelerine hem içeriden hem de dışarıdan bakabilecek bir yeteneğinin olması, 20 sene önce derlenmiş bu eserin kalitesini -ne yazık ki- şu an Türkiye'deki tartışma kalitesinin ilerisine taşıyabiliyor.
Çok büyük bir yenilginin getirdiği hesaplaşmanın Müslümanları köşeye sıkıştırdığı, artık, "İslam, gelecek yüzyılı göremeyecek" iddialarının kolayca seslendirildiği vakitlerde İngiliz olan Abdulhakim Murad'ın yenilmişlik psikolojisi altında ezik bir ruh haline sahip olmaması, kendine güveni ve bilgi ile beslenmiş, sükunetli tarzı oldukça kıymetli. Son sözü kendisinden alıntılayalım "Eğer iddialarımıza inanmak için kendimize yeterli güvenimiz varsa, iyimser olmak için de yeterince nedenimiz var demektir."
Makaleleri özetleme lütfunu bize bağışlayan Kamil Güller'e teşekkür ediyorum.
Zygmunt Bauman üstadın kıymetli eserini Kamil Güller özetlemiş. tavsiye ederim.
Genel Değerlendirme:
“İnsan Sonrası”, İtalyan felsefeci ve Feminist kuramcı Rosi Braidotti’nin Kolektif Kitap’tan basılan 240 sayfalık eseri.Kitaba girmeden önce "İnsan Sonrası" kavramının, gelişmekte olan teknoloji ile önümüze çıkması muhtemel insan/robot/ bilgisayar karışımı siborglerin dönemini kastetmediğini belirteyim. Kavram bu dönemi kapsıyorsa da, hedefi bu değil. Bu kavramı açıklayabilmek için evvelemirde iki anahtar kavramı ve bu kavramların konu ile ilintisini açıklamak gerektiğini hissediyorum: Andropos ve Vitruvius.
Bu tıkanıklık üzerine daha önce okuduğumuz Alain Touraine, Zygmunt Baumann, Terry Eagleton'un "hiç bir çözüm "önerimiz yok mealindeki cevaplarına karşılık; Hardt ve Negri İmparatorluk kitabında "Kapitalist süreci değiştirmeyiz, bu yüzden mümkün olduğunca yakın durarak onu ehlileştirebilmeliyiz" mealinde bir öneride bulunuluyordu.
Wendy Brown ise çözümü Nietzsche'de buluyor; "Tarihin tıkandığı anlarda Şok Edici Müdahalelerle tarihte yeni kapılar açılabilir. Şok edici müdahale geçmişe/geçmişin getirdiği değerlere (Tanrı'ya ve ahlaka) müdahaledir." Diyor.
Daryuş Şayegan'ın çok kıymet verdiğim bu eseri yaşadığı coğrafyayı anlamak isteyenler için bir çok ipucu veriyor.
Kitap 7 bölümden oluşmuş olsa da kitabın büyük kısmını ilk "Nihilizm ve Asya uygarlıklarının tarihi üzerine etkisi" başlıklı bölüm teşkil ediyor. Bizde kitabın ana omurgasını oluşturan bu makaleyi burada özetlemeye çalışacağız. Ümid ederim faydalı olur. Tevfik Aziz Allah'tan.
Diğer kişisel gelişim kitapları gibi, Batı Medeniyetinin vahiy kitaplarından biri.