sahih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sahih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bir önceki yazıyı “Sünnet, hadis ve menkıbelerin
doldurduğu alanlar da “Sen boşalt. Onlar doldursun.” metodu ile tahrip edildi.”
diyerek sonlandırmıştık. Oradan devam
edelim.
Modern zamanların Müslümanları, müsteşriklerden
öğrendikleri usul (Batı zihni) ile İslam Medeniyetinin mirasına bakarak geçmiş
dönem Müslümanlarının tecrübe, belge ve bilgilerinden faydalanma şartını
(sahih) o bilginin ispat edilebilirliği veya güvenirliği ile ölçmeyi denediler.
Bakışlarını şüpheye çevirdiler.
Söz,
sahibine ulaşabilirse, senedini getirebilirse “sahih”tir, dediler. ("Sahih"in anlamı için bir sonraki yazıya bakınız.)
Batı zihni ile Kur’an Okumak. 1 (İyi de “Doğru”su Hangisi?)
Bir olaya şahit olanların, olayı değerlendirmeleri
muhtemelen birbirlerin farklı olacaktır. Hatta bazılarının anlattıklarını dinleyince
aynı olay üzerine konuştuklarından bile şüphe edilebilir.[i]
Bunun sebebi tek başına metnin veya olayın anlamı üretememesidir.
Olay veya metin muhatap olanların sahip oldukları tecrübe, örf, bilgi ve hikmetle
birlikte “mana/anlam” kazanabilir.
Anlam; her okuyucu, her seyreden ile birlikte yeniden üretilir. Yaratan, her varlığı farklı yarattığından, yaratılanın ürettiği anlam da doğal olarak farklı olmak zorundadır.[ii]
Sıkıntı burada başlar.