İmaj – Kevin Robins (KISA özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 14 Ağu 2020 0 yorum
Bu yazı Hertaraf haber sitesinde (https://hertaraf.com/haber-imaj-kevin-robins-derleyen-ahmet-hakan-cakici-4852) yayınlanmıştır.
İmaj – Kevin Robins
Varsayın ki bir oyunun içindesiniz ve oyun boyunca “bir sürü insanı öldürüyor, insan, hayvan ne çıkarsa eziyor, şehirleri bombalıyor, ormanları yakıyor, milyonlarca kuş vuruyor, kumar oynuyor, girilmeyecek yerlere giriyor, cinsel oyunlar oynuyorsunuz.” Bu esnada birisi sorsa: “Neden bu insanları öldürüyorsun, Tanrıya nasıl hesap vereceksin? Senin hiç ahlakın, senin hiç vicdanın yok mu?”

Devamını Oku »

Kevin Robins, Imaj (ÖZET)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 Tem 2020 0 yorum


Kevin Robins’in AYRINTI Yayınlarından çıkan IMAJ isimli eseri, tercümesinin zayıflığına rağmen okunmaya değer nitelikte.

Robins, bu eserinde  “insanın ayaklarını yerden kesen ve mutlak bir iktidar duygusu yaratan” imaj teknolojileri üzerine kurulu dünyayı sorguluyor. Ona göre, her şeyden önce ortada “yeni “olan bir şey yoktur. Olan her şey bir önceki ve daha önceki dönemlerden gelen zevklerin, hayallerin, ümitlerin yeniden ambalajlanarak, yeni imajlarla parlatılarak toplumların ayartılmasından” ibarettir. 

Devamını Oku »

İtiraz – 3 - Sözleşmenin Getirirken Götürdükleri.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 20 Haz 2020 2 yorum
İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -3


İYİnin düşmanı KÖTÜ değildir, İyinin düşmanı DAHA İYİdir. DAHA İYİ’nin düşmanı ise MÜKEMMELdir.

Hiçbir dolandırıcı, sahtekâr “elimizdekini” alırken bize “KÖTÜ”yü vaat etmez. O bize elimizdekinden “DAHA İYİ”sini vaat eder. Biz “DAHA İYİ”nin vaadini duyduğumuzda elimizdeki “İYİ”ye düşman oluruz. Gelecek 100 Bin lirayı duyunca elimizdeki 10 Bin liranın düşmanı olup, onu sahtekâra verdiğimiz gibi.

Şeytan dahi Hz Âdem’i bu yöntemle kandırmıştır. Ona “Mükemmellik” ve “Ölümsüzlüğü” vaat ederek[1] elindeki Cennet’i almıştır. 

Hz Âdem, ölümsüzlük fikrine kapılınca CENNET’inden olmuştur.

Devamını Oku »

Bu sürecin 3 önemli sonucu

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 9 Haz 2020 4 yorum

Bizim kanaatimize içinde bulunduğumuz sürecin 3 önemli sonucu olacak.

1- Yapay zekâ ve otomatizasyon sistemlerinin yaygınlaşmasına direnen Ulus Devletlerin direnci tamamen kırılmış gibi duruyor. Kanaatimizce bu süreç gittikçe yükselen bir ivme ile devam edecek. Bize göre bunun anlamı çok büyük kitlelerin işsizliğe ve sefalet çizgisinin altına savrulacağıdır. Özellikle büyük şehirlerin, çok da uzun olmayan bir süreç sonunda adeta mülteci kamplarına dönüşeceğini düşünüyoruz.


Devamını Oku »

Alternatif Partner/Aile Modelleri[1]

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 6 Haz 2020 2 yorum
Açıklama için **
Nida Dergisi, HAziran 2020 sayısında yayımlanmıştır. 

 “Seküler sosyal ilaçlardaki sıkıntı, uygulandıkça hastayı daha da hasta etmesidir. Batı'da bugün bunu ifade etmek, yani yeni aristokrasilerin bize parlak ve özgürleştirici bir ütopya getirmek şöyle dursun sosyal hastalıklarımızı daha da kötüleştirdiğini söylemek, küfür kabul edilmektedir[2].
Conor Cruise O’Brein


Devamını Oku »

İtiraz 2- GENDER

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 25 May 2020 5 yorum

İtiraz 2- Yüz elli Yıllık Masal: Batının ilmini alacağız, ahlakını değil!

Son yüz elli yıldır Batı karşısında aldığımız ağır yenilginin altından kalkmak ve yenilmişlik kompleksinden kurtulmak için ürettiğimiz ancak hiçbir gerçekliğe tekabül etmediğini bugün fark ettiğimiz bir slogandır; “Batının ilmini almak, ahlakını almamak” . Bu sloganla yol aldığımız 150 yıllık süreçte silah sanayiinde, ekonomide, tahakkümde, eğitimde, bilgi üretiminde Batı ile aramızdaki fark kapanmak yerine gittikçe açıldı. Ve bu bizi “ilmini alamadık, bari ahlakını” alalım şeklinde okunabilecek bir kendinden nefrete, bir harakiriye, kendi kendini yok etme aşamasına getirip bıraktı.   

Devamını Oku »

İtirazlara İtiraz -1

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 17 May 2020 1 yorum

İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -1

Sayın Zeki Bayraktar, Ali Aktaş beyefendinin sosyal paylaşımlarından aldığını iddia ettiği kelimelerle İstanbul Sözleşmesine gelen eleştirilere itiraz etmiş: Ali Bey'in Sözleşmeyi tam 3 kez okuduğunu, Sözleşmenin eşcinselliğe sadece 2 yerde atıf yaptığını, 6284 no'lu kanun iptal edilmediği sürece Sözleşmeye itiraz etmenin boş iş olduğunu, 6284 no'lu kanunun ise son derece yerinde olduğunu, toplumun içindeki yozlaşmanın Sözleşmeden bağımsız olduğunu, bu nedenle Sözleşmeyi kaldırmanın bir işe yaramayacağını, Saadet Partisinin İstanbul Sözleşmesine menfi yönde taraf olarak oyuna getirildiğini, bu işleri eleştirenlerin FONlar aldığını, sözleşmeye itirazların bir "propaganda merkezi" tarafından yönlendirildiğini söylemiş ya da ima etmiş.

Devamını Oku »

ŞOK DOKTRiNi - NAOMi KLEiN

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 May 2020 2 yorum
Şok Doktrini - Felaket Kapitalizmin Yükselişi , Naomi Klein ...
Naomi Klein, "Şok Doktrini" eserinde Kapitalizmin gücünü ve servetini, "serbest rekabet ortamında, demokrasinin nimetlerinden faydalanarak, ticaretle kazandığı” yalanının üzerindeki örtüyü kaldırıyor. Batı’da biriken servetin kaynağının emek ya da ticaret değil, 400 yıl süren yağmacılığın -daha sofistike yöntemlerle- devam ettirilmesi olduğunu iddia ediyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Güney Amerika'nın, Asya'nın, Afrika'nın servetlerinin kan, baskı, şiddet, talan, soygun ve yerli ulusların yoksullaşması karşılığında Batıya aktarılması süreçlerini inceliyor.

Devamını Oku »

Postmodern Dönemde Kıbleyi Bulmak T.J. Winter

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 May 2020 2 yorum
AbdulHakim Murat ya da şehadet getirmeden önceki ismi ile T.J. Winter'ın bu eseri, ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübe ile verilmiş  10 konferansın derlemesi.
Modernite, Postmodernite, Posthümanizm gibi konularda da yetkin bir isim olan Abdulhakim Murad'ın Müslümanların meselelerine hem içeriden hem de dışarıdan bakabilecek bir yeteneğinin olması, 20 sene önce derlenmiş bu eserin kalitesini -ne yazık ki- şu an Türkiye'deki tartışma kalitesinin ilerisine taşıyabiliyor.
Çok büyük bir yenilginin getirdiği hesaplaşmanın Müslümanları köşeye sıkıştırdığı, artık, "İslam, gelecek yüzyılı göremeyecek" iddialarının kolayca seslendirildiği vakitlerde İngiliz olan Abdulhakim Murad'ın yenilmişlik psikolojisi altında ezik bir ruh haline sahip  olmaması, kendine güveni ve bilgi ile beslenmiş, sükunetli tarzı  oldukça kıymetli. Son sözü kendisinden alıntılayalım "Eğer iddialarımıza inanmak için kendimize yeterli güvenimiz varsa, iyimser olmak için de yeterince nedenimiz var demektir."
Makaleleri özetleme lütfunu bize bağışlayan Kamil Güller'e teşekkür ediyorum.



Devamını Oku »

Korona; Virüs mü İnsanlığın Tabutuna Bir Çivi mi?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 29 Nis 2020 7 yorum

İnsan Hakları ya da İnsan Eşitliği, en güçlü insanları hadım ederek süper insanların gelişmesinin önüne geçilebilir, hatta bunlarla Homo Sapiens’in bozulmasına ve soyunun tükenmesine bile neden olabiliriz.”[1]
Noah Harari

“Modern Family, Ailesiz Toplum” makalesini kaleme alırken Yapay Zeka ve otomatizasyon süreçleri ile bir Süper Diktatörlüğe doğru evrileceğimizi, çok kapsamlı insani kısıtlamaların, gözetimlerin, takiplerin, kitlesel işsizliklerin, sefaletlerin gelmekte olduğunu öngörmüştük. Ama hep aklımızda “Egemenler, kitleleri buna nasıl razı edecekler, bu geçişte kitlelerin ayaklanmasını, dünyanın alt üst olmasını nasıl engelleyecekler?” sorusu vardı.

Devamını Oku »

Akışkan Modernite - Geniş Özet

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 13 Mar 2020 0 yorum


       Postmodern dönem insanlık tarihinin mirası tüm katıları (kutsalları, doğruları) eritirken, insana inanacak, güvenecek, tapınacak, savunacak, sarılacak değer bırakmıyor. Eriyen, geçirgenleşen (translaşan) sınırlar ahlaki değerleri, gelenekleri darmadağın ederken, "insan"ı da tarihten çekiyor. Kullanılan eşyaların, işlerin, konutların sürekli değiştiği "kullan-at" mekanında, uzun süreli ilişkiler (aile, dostluk, vatandaşlık vs. gibi) varlıklarını sürdüremiyorlar. Tek seferlik eşyaların dünyası tek seferlik "iş"lerin, tek seferlik "ilişki"lerin dünyasına dönüşüyor. Bu durum insanı "güvensizliğin" endişeli dünyasına gömerken; bencillik, fit vücut ve hayatta kalma çabası tedirgin insanın kutsal teslisi oluyor.
Ulus Devletlerin sonunu getiren; kitleleri, sanayi şehirlerinin istihdam fazlası atıklarına dönüştüren; çok küçük bir azınlığın menfaati için devasa kalabalıkları perişanlığa sürükleyen sürecin önünde "bireyselleşme" tuzağına yakalanmış kitleler duramıyor. 

Zygmunt Bauman üstadın kıymetli eserini Kamil Güller özetlemiş. tavsiye ederim. 

 Ahmet Hakan Çakıcı

Devamını Oku »

Toplumsal ve Cinsel Roller Kırıldığında (Tamamı)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 28 Oca 2020 0 yorum



Hayatlarını sürdürme çabasında olanların başlarına gelebilecek en kötü şey normların olmaması, ya da anomidir? Normlar engelleyici oldukları kadar mümkün kılıcıdırlar; anomi, en saf ve basit haliyle engelleyici bir duruma işaret eder. Normatif kurallar ordusu hayat dediğimiz savaş alanını terk etti mi, geriye sadece şüphe ve korku kalır.”[1]
Zygmund Bauman

Devamını Oku »

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ, Byung Chul Han (Özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 22 Oca 2020 0 yorum

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ

Koreli Byung Chul Han, Almanya’da yaşayıp Berlin Sanat Üniversitesi'nde ara sıra ders veriyor. HAn, okuduğum, bu ve diğer eserlerinden çok faydalandığım, okuyucunun zihnini tokatlayan ve modern dünyanın eteğini kaldırıp ayıbını faş edebilen bir yazar. Modern insanı ve ilişkilerini kıyasıya eleştirdiği bu kitabında, Modern İnsanın artık dışardan gelen şiddetten çok, odağı, modern insanın kendi iç dünyası olan, bir şiddete maruz kaldığını, özgürlük, başarı ve performans putları ile kendini, hiçbir köle tacirine ya da zorbaya ihtiyaç duymadan köleleştirdiğini anlatıyor. Bu dönemde herkes kendini sömüren bir sömürgecidir ve herkes aynı zamanda kendisi tarafından sömürülen bir kurban. Arzu üzerinden ikna edilmiş, performans insanın bundan sonraki durağı “doping insanıdır.” Fail ve kurbanın özdeşleştiği bu yerde çözüm de yoktur. Çünkü  “Ölemeyecek kadar canlı ve yaşayamayacak kadar ölüleri” ne öldürebilir ne de diriltebilirsiniz.

Ahmet H. Çakıcı


Devamını Oku »

Ya Hakk !

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 9 Ara 2019 0 yorum

HAKK’ Aziz Allah’ın isimlerinden. 
Allah(cc), HAKK’tır.
HAKK’lı, Allah’lı, Allah’ın razı olacağı yerde duran.

HAKK’sız, Allah’sız, Allah’ın(cc) razı olmadığı yerde duran.
Haksızlığı (Allahsızlığı, Allah'ın razı olmadığını) bilinçli tercih eden, bile bile HAKK’sızdan yana olan, HAKK’sızlıktan çıkar sağlayan, HAKK’sızlığın sürmesi için çalışan, HAKK’ı gizleyen örten. Örten, yani kâfir.
Menfaati için, bile bile HAKK’ı (Allah’ı) düşman edinendir kâfir.


Devamını Oku »

3 - İnsan’ın Son Vakti, İnsan Sonrası Toplum- Posthümanizm

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Kas 2019 1 yorum

İnsan’ın Son Vakti, İnsan Sonrasına Geçiş - Posthumanizm
 "Korkarım dünyada bir zaman gele, insanlar yaşaya, insanlık öle..."
Bahtiyar Vahapzade

Belki de bizler, “son” normal insanlarız[1].  

Abdulhakim Murad, Habermas’tan alıntılayarak: “İnsan, kendisinin ve âlemin varlık sebebini ararken tarih içinde giydiği kıyafeti, yaşadığı şehri, düşüncelerini, iyiye ve kötüye dair fikirlerini, dünya, ölüm ve ölüm sonrası hakkındaki kabullerini, erdemlerini, din ve tanrı telakkisini sürekli değiştirdi. Ancak bütün bu değişimlerin merkezinde olan “insan” daima sabit kaldı, değişmedi, varlık olarak kıymetini korudu. Şu an eşiğinde bulunduğumuz Transhümanizm diye anılan bu dönemle birlikte söz konusu olan, bizzat insanın değişmesi hatta tamamen yok olması. Bu süreç sadece, Habermas’ın vurguladığı gibi “felsefeyi” ve “fikirleri” değil insanın çevresindeki her şey gibi insanı dahi yok edebilecek bir süreç[2].”  

Devamını Oku »

2- Ahlak Sonrası Toplum: Queer Teori

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 11 Eki 2019 1 yorum
Adalet, iyi, kötü, doğru, yanlış... Hepsi Tanrı ölünce, öldü.
Her şey artık bir yorum meselesidir.
Abdurrahman Arslan

Zygmunt Bauman, Hıristiyanlığın “Baba, Oğul, Ruh’ul Kudüs’ten” müteşekkil teslisinin, Aydınlanma ile “Akıl, Bireysellik ve Özgürlüğe” evrildiğini, Modernite ile “Bilim, Ulus ve Devlet/Vatan”ın oturduğu kutsal teslis tahtına, Postmodern dönemde “Vücud, Haz ve Karışılmazlığın (özgürlük)” oturduğunu söyler.

Devamını Oku »

1- Ailesiz Toplum, Modern Family ... Ya Sonrası? ( Tam Metin)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 yorum

 


Ailesiz Toplum, Modern Family... Ya Sonrası ?



Yaklaşmakta olan büyük sarsıntıyı korkunç acılar çekmeden atlatabilmek, Soykütüğün yaratmayı hedeflediği baş dönmesi ile yok etmeden sekteye uğratmak ve başka bir hikayeye dönüşme olanağı sunmanın ne kadar başarılabileceği ile ilişkili.[1] 



Devamını Oku »

Şiddette, Egemenlerin Dikkatini Çekemeyenler.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 10 Eki 2019 0 yorum
"İyi"nin düşmanı "kötü" değildir: "İyi"nin düşmanı "daha iyi”dir, "daha iyi”nin düşmanı ise "mükemmel”.


            Zygmunt Bauman


Devamını Oku »

Klitorisin Fonksiyonel Anatomisi ve Kadın Sünneti

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 25 Eyl 2019 45 yorum


    Prof. Dr. Memduh GEZİCİ

    Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi

    Anatomi A.B.D. 


(Prof. Dr Memduh Gezici'nin SEXUS JOURNAL 'a yazmış olduğu makale)


Devamını Oku »

Annelerin Sır Günahı: Neonatisit

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 21 Eyl 2019 1 yorum

Annelerin Sır Günahı: Neonatisit[1]


Melissa Drexler lise mezuniyet balosuna giderken anne babasından da, eski sevgilisinden de, yeni sevgilisinden de hamile olduğunu hala gizliyordu. Balo salonuna girdiğinde kasıklarında sancı duydu. Tuvalete gitti. Bir erkek çocuğu doğurdu. Göbek bağını lavaboda kesti. Kanlı bebeği 3-4 kat çöp torbasına sardı. Ve çöpe attı. Sonra dans pistine geri döndü ve baloya kaldığı yerden devam etti. Amerikan basını onu “Balo Annesi”[2] olarak isimlendirdi.

Devamını Oku »

Porno: Siber Dulluk

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Eyl 2019 13 yorum

Judith Reisman’ın pedofilik, biyografi yazarı James Jones’un sadomazohist[2] bir eşcinsel olarak nitelendirdiği[3]
Toplumsal Cinsiyetler fikrinin babası Alfred Kinsey’in Rockefeller Vakfı destekli kitapları Amerikan Hukuk Sistemini dağıtıp pornografiyi serbest bıraktırmadan önce Rockefeller Ailesi büyük bir öngörü ile –daha sonra San

Devamını Oku »

Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Özgürleşmesi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 26 Ağu 2019 5 yorum


(Sebilürreşad Dergisi - Ağustos 2019)

Fakir ile zengin arasındaki binlerce yıllık denge, robot ve yapay zekâ teknolojilerinin gelişmesi ile darmadağın oluyor. Şehirler, sanayi toplumlarının atığı olan “ıskarta insanların[1]” depolandığı devasa toplama kamplarına dönüşmekte.

Devamını Oku »

Şu Baş Belası Cinsellik

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 Haz 2019 10 yorum

Şu Baş Belası Cinsellik


İslamcı kesimin çok kıymetli profesör ablası “geçe bırakılmamış evliliğe” karşı olduğunu söylemiş. Üstelik “aile içi tecavüz” kavramını da savunuyormuş. Ne desem bilemedim.

Cinsellik İslami kesimin hem konuşmaktan kaçındığı hem için için kendini yediği bir konu. Aynı zamanda sürekli yüzleşmek ve bedelini ödemekten de geri duramadığı, duramayacağı bir mesele, bir karın ağrısı.

Devamını Oku »

Avrupa'nın Travmaları 6 - Türkler

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 7 Ağu 2018 1 yorum

Önceki Yazı:  Avrupa'nın Travmaları 5 - Dünya Savaşları   


"Türk Dilini ve bu dili konuşan herkesi Avrupa'dan kovmak kesinlikle zorunludur.*"

Voltaire


Avrupa düşüncesini şekillendiren ve bugününe etki eden travmalar üzerinde düşünmeye çalıştığımız bu yazı dizisinde 6. başlığımız, Türkler.

Devamını Oku »

Avrupa’nın Travmaları 5 – Dünya Savaşları

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 Oca 2018 2 yorum
Önceki Yazı: Sanayi Devrimi ve Komünizm

Yaklaşık 1600 küçük şehir devletinden müteşekkil olan Avrupa, 3-4 yüzyıl içinde 30 civarında isim/kavim etrafında toplanarak birleşme-devletleşme sürecini tamamladı. 1700’lü yıllara gelindiğinde bunlardan bir kaçı dünya çapında güç olabilmişlerdi. Bu güçler çok kısa bir zamanda bütün dünyanın başını belaya sokacak şekilde liderlik ve ganimet mücadelesine girdiler.

Devamını Oku »

Avrupa’nın Travmaları 4 - Sanayi Devrimi ve Komünizm

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 Oca 2018 0 yorum
Plassey Savaşı'ından sonra Robert Clive

Sanayi Devrimi ve Komünizm (İnsan Hakları)
(Bu yazılarda bir çok şey eksik)

15. Yüzyıldan itibaren Avrupalı gemiciler (korsanlar) Amerika, Afrika ve Hindistan’ı yağmalayıp, ele geçirdikleri her kıymetli şeyi Avrupa’ya taşıdılar.  Özellikle 1753 yılında Hindistan’da yapılan Plassey Savaşında Fransızları yenip Babür İmparatorluğunun dağ gibi altınlarını (Benzetme İngiliz komutan Robert Clive’a ait.) ve diğer hazinelerini İngiltere’ye taşımalarından sonra bu yağmanın ve sömürgeciliğin lideri İngilizler oldu.


Devamını Oku »

Avrupa’nın Travmaları 3 - Sömürgecilik ve Modernizm

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Oca 2018 0 yorum
Önceki Yazı:Mezhep Savaşları 
Sömürge süreçlerini tarihsel olarak veren bir animasyon.

Sömürgecilik ve Modernizm 

5. Yüzyıldan itibaren kuzeyden Kıpçak ve Tatarlar, güneyden Araplar, doğudan Osmanlı tarafından baskı altına alınan Avrupa'nın denizden başka çıkışı yoktu. Rönesans, halkın içine girememişti ama Avrupa’ya önemli hediyeler vermeyi de başarmıştı.  Perçin, bunlardan biriydi. Demirin, perçinle bir araya getirebilmesi, Avrupa'nın buharı kontrol edebilmesini ve sıkıştığı alandan uzak mesafelere büyük gemiler gönderebilmesini sağladı. Üstelik artık Avrupa'nın elinde düşmanını uzaktan öldürebileceği top, tüfek de vardı.

Devamını Oku »

Avrupa'nın Travmaları 2- Mezhep Savaşları

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 27 Ara 2017 0 yorum
http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2017/12/avrupann-travmalar-1-salgnlar.html
Bir Önceki Yazı : Salgınlar
(Yazıda konular çok uzamasın diye çok kısa ve üstünkörü anlatılıyor. Sadece genel bir perspektif verilerek, hakim ideolojinin sorgulanması isteniyor. Bu yüzden her şeyin çok eksik olduğunu göz önüne almanızı rica ediyorum.)

Mezhep Savaşları gösteren bir gravür.
2- Mezhep Savaşları – Aydınlanma

Topraklarını ve insanlarını Kilise’nin emrine vermesine rağmen Avrupa, Tanrı’nın öfkesini (?) gideremedi. Salgın hastalıklar ardı ardına gelmeye devam etti. Üstelik salgın hastalıklar kendilerini belli ettiklerinde Manastırlar, şehirlerden önce boşalıyor, Kilise ve ruhban sınıfı da şehirden kaçanların arasında yer alıyordu. Fakir kalabalıklar, dehşetin kucağında yapayalnız kaldıklarını gördüler.

Devamını Oku »

Avrupa'nın Travmaları 1- Salgınlar

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 22 Ara 2017 0 yorum
Yazmaya kalktığım ancak haddimi çok aşan bu yazılarda, Batı Mantığının şekillenmesine  etki eden büyük travmalardan 8’inin üzerinde durmak istiyorum. Anlatacaklarım çok yüzeysel olacak. Halbuki bu konular için konferanslar hatta sempozyumlar düzenlenip, cilt cilt eserler yazılabilir. 


Devamını Oku »

Gördüğünüz, Fakirliğimizdir.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 Eki 2017 9 yorum

Safer Efendi, 1999 senesinde dar-ı bekaya göçmüş bir Cerrahi şeyhi. Vefatından kısa bir süre önce İtalya’dan bir heyet kendisine misafir olur: Heyetten biri, “Müslüman bir ülke olan Türkiye’ye başka düşünceler ile geldik. Ancak bambaşka bir hal bulduk" diye serzenişte bulununca, Safer Efendi; “Eğer yüz sene önce İstanbul’a gelip bir ayakkabıcı dükkanı açmak isteseydiniz; sizi Ahi teşkilatına yollardık. 

Devamını Oku »

Çıkdum Erik Dalına

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 13 Eki 2017 1 yorum
Şey'en Lillah , Allah için bir şeyler.
1. Kıta
Uğurlayın yapdum ana bühtan eyledi bana
Bir serçe geldi eydür kanı aldın kızımı

(Hırsızlık edip malını çaldım diye iftira eder
Bir serçe geldi, niçin aldın kızımı der)


Devamını Oku »

İhlas - 2 Yenildiysek, kendimize çalıştığımızdan.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 Tem 2017 0 yorum


[1]Şeytan insanın niyetine saldırır. Allah rızasının  içine kişisel bir şeyler katılabilirse, niyetin ihlası bozulur ve kişi Allah’ın korumasından çıkıp Şeytan’ın eline düşer. Demiştik. Oradan devam edelim.

Yusuf Kıssası[2], çok bilinen bir kıssadır. Yine de ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum: 


Devamını Oku »

İhlas-1 Allah mülkünü Şeytan’a yedirmez.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 3 Haz 2017 0 yorum
Hasan Aycın Üstad'dan
Uzun bir giriş yaparak anlatmak istediğim yere gelebileceğim. Sabrınızı istiyorum.
Aziz Kitaptan bir alıntı ile başlayalım. “Ve Şeytan dedi ki: “Hepsini azdıracağım, muhlis kulların hariç.”[1]

Devamını Oku »

Kadın ve Huzur 3 - Bir arada mümkün mü?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 Kas 2016 0 yorum
Önceki yazı: http://ahmethakancakici.blogspot.com.tr/2016/11/kadn-ve-huzur-bir-arada-mumkun-mu-2.html                    
Safer  1438 / ALANYA

Payam Boromand
 “Muhabbet yoksa gerisi cidaldir (mücadele).” (Ş. Yeşil)

Bir önceki yazıda; Modern Zamanlar Ailesine Aziz Kur’an’ın referans olamadığını anlatıp, bu ailenin çocuğunu kreşe, yaşlısını huzur evine, kendisini de işyerine mahpus etmeyi “özgürlük” saydığını, prestij kabul ettiğini, erkeğin kavvamlığını terke, kadının da kocası ile savaşa ikna edildiğini, artık “BEY”lerin patronlar, müdür ya da müşteriler olduğunu,bütün bunların patronlara daha fazla ve ucuz işçi temini için yapıldığını anlatmaya çalışmıştık.


Devamını Oku »

“Kadın ve Huzur” 2 - Bir arada mümkün mü?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Kas 2016 1 yorum
                                                                                                            Muharrem / 1438

 Ne yazık ki Kur’an, modern zamanlar Müslüman’ı için referans kaynağı olma vasfını yitirmiştir. 
 (Atasoy Müftüoğlu) 

İlk yazıda Bakara 228. Ayetten hareketle modern hayatın kadına, erkeğin “er”liğini kırmayı öğütlediğini anlatmaya çalışmıştık. Devam edelim.


Devamını Oku »

“Kadın ve Huzur” -1 Bir arada mümkün mü?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 28 Eki 2016 2 yorum
                                                                                                                                Muharrem/1438

"...özgür düşüncenin iki düşmanı Avrupa'nın bilgeliği ve Amerika'nın faydacılığıdır. Yeni devletler bu ikisinin izni olmadan hiç bir fikri kabul etmek istemiyorlar..." 
                 (Simon Bolivar'dan alıntı. Eduardo Galeano, Aynalar s:206)


Devamını Oku »

Uhud'un okçuları.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 21 Eki 2016 2 yorum
Hasan Aycın
 Uhud'un Okçuları                                                                                                                                         
Resuller, yeryüzüne insanlara nezaketi öğretmek için teşrif buyurmuşlardır.”  (S. Erhan)

İşitmek anlamak değildir. Çünkü anlamak “iş”le değil “hal”le ilgilidir. Mesela eskiler “Kuran’ı anlayamazsın.” dediklerinde; Kur’an’ı işitemezsin, mantığı kavrayamazsın demezler; bu bakışla “hal”ine yansımaz, hal edinemezsin derler. Çünkü anlamak işitmek değil, “hal” edinmektir.


Devamını Oku »

Secde - Kimin Secdesi ?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 7 May 2016 1 yorum
                                                                 Dil-Ruba'ya şükranlarımla

Hasan Aycın üstatdan.
(Benim haddimi aşan bir konu. Cesaretim cahilliğimden. Hoş görmeniz ricası ile.)                                                                                                              
Aziz Allah (cc) Kur'an’da, insanın yaratılış merhaleleri[i]ni tanımlarken önce çamurdan "kalıbı"[ii] döktük, sonra çamura nefsini giydirdik,[iii] ardından ona, ruhumuzdan üfledik diyor[iv].


Devamını Oku »