Neden Kadınlar Daha Fazla Boşanıyor[1]?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 27 May 2022 4 yorum

BBC boşanmalarda kadın boşanmalarının erkek boşanmalarına oranla çok daha fazla olmasına dikkat çekerek bir haber yapmış. Habere göre ABD'de 50 eyaletin tamamında herhangi bir neden göstermeden "canım ayrılmak istiyor" diyerek ayrılmak mümkün. Boşanmalardaki bu serbestiyet ve kolaylık kadın boşanmalarını %70'lerin üzerine çıkarmış ancak Üniversite eğitimi almış kadınlarda oran daha da yükselerek %90'ı buluyormuş. Hiçbir sebep göstermeden ayrılmanın yasal hale geldiği İngiltere ve İskoçya’daki boşanmaların da %62’sini kadınlar talep etmiş. Eğer bu rakamlardan tarafların beraberce karar verdiği anlaşmalı boşanmaları da çıkarırsak tek taraflı erkek boşanma rakamları neredeyse YOK hükmüne düşüyor.


Devamını Oku »

Çocuklarımızı Pedofililerden Korumamalı Mıyız?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 23 May 2022 0 yorum

Merve Çakır Gök isimli bir hanım efendi, 19 Mayıs törenlerinde folklor gösterisi yapacak 9 yaşındaki kızına giydirilecek kıyafeti sosyal medyadan, "fahişe kıyafetine benzer bir kıyafet" diye tanımlayıp, protesto etmiş ve çocuğuna bu kıyafeti giydirmeyeceğini duyurmuş.[1]

Bunun üzerine 100'lerce kız, erkek, örtülü, örtüsüz MEDYA EĞİTİLMİŞİNİN hakaretine uğramış. Müsaadenizle birkaç maddede derdimizi anlatmaya çalışalım:


Devamını Oku »

Dergâhtan Kerametler 1- Düşeni Kaldırmak

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Mar 2022 0 yorum

Modernite, insani tüm hallerin, tepkilerin, davranışların, komplimanların, düşüncelerin, kıyafetlerin, evlerin, caddelerin, şehirlerin hatta gülmelerin, ağlamaların tek düze bir zemine indirgendiği çağın ismi. Bu merhametsiz ve maddeye tapan çağ bizi sanki başka bir hayat modeli, başka bir düşünce sistemi, başka bir değerler hiyerarşisi ihtimali mümkün değilmiş gibi alternatifsiz bir zemine mahkûm kılmaya çalışıyor. Hâlbuki bu doğru değil. Başka bir dünya da, başka bir değerler sistemi de mümkün.


Devamını Oku »

AN'ın Aklı Yetmez

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 12 Oca 2022 0 yorum

 An’ın Aklı Yetmez!

İlahiyat fakültesi mezunu dostumuz, bir cemaatte hocalık yapan arkadaşını ziyaret için görev yaptığı öğrenci yurduna gidiyor. Hoca Efendi sohbet esnasında “Üstat, senin ağzın laf yapar. Çocukları toplasam da onlara birkaç kelam etsen” diyor. Bizimki “Tamam” deyince çocuklar toplanıyor. Ama bizim arkadaş dersin başında Hoca efendiye, “Çocuklarla rahat rahat sohbet etmek istiyoruz: Sizden rica etsem bize izin verir misin?” diyor. Hoca Efendi biraz rahatsız olsa da dışarı çıkıyor. Sohbet sırasında bizim arkadaş “Çocukların, kaba hatta fiziksel şiddete varan davranışlardan şikâyetçi olduklarını” fark ediyor.
Sohbetin sonunda Hoca Efendi biraz da tedirgin gelip;
-“Üstat, nasıldı?” diye soruyor.


Devamını Oku »

Yaş, Bu Yaşam Yahu!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 Oca 2022 3 yorum

Uzun zamandır toplumda moda: Karı koca birbirlerine “Hayaatıım” diye sesleniyor.
Hâlbuki Cumhuriyet döneminde Arapça “hayat” kelimesi günlük dilden düşsün diye yerine “yaşam” kelimesi yerleştirilmeye çalışılmıştı. Birçok yerde “yaşam” kelimesi “hayat” kelimesinin yerini almayı başardı ama iş “hayatım” kelimesinin yerini almaya gelince boşluğu dolduramadı.

Kulaklarımız, “Yaşamım” kelimesini garipsiyor, “Yok, olmadı!” diyor. Bunda bir acılık var, yerini bulmadı, “Hayatım” kelimesinin ardına takılıp gelen o hissiyatı vermiyor/veremiyor, diyor.

Hadi biraz Asım Gültekin’cilik oynayalım:


Devamını Oku »

Kalemin Dansı Göstergenin Oyunu – Abdulvehap el Messiri

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 8 Tem 2021 1 yorum


Devamını Oku »

Fakirlerin Anlamadığı*

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 20 Haz 2021 0 yorum

Kapitalizm düz anlamı ile dindir. Ne mütarekeyi ne de selameti tanımadığı için yeryüzünün en vahşi, en acımasız en akıl dışı dinidir.

Walter Benjamin

1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletlerindeki tüm birikimlerin ortalama %33’lük kısmı zenginlik sıralamasında en tepedeki %1’lik ‘süper zengin’ kesime aitti. %9’luk ‘zengin’ kesim ise ABD’deki tüm birikimlerin %27’sini elinde tutuyordu. Geri kalan %90’lık kesim ise kabaca ABD’deki birikimlerin yüzde 40’ını bölüşüyordu.

Devamını Oku »

Çift Yönlü Cinsel Şiddet Kıskacında, Dindar Erkek

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 May 2021 2 yorum

Kapıdan girdiğinde yüzü asıktı Ali amcanın. Kendi kendine biri ile tartışıp duruyordu. Ferit amcanın aksine çok uyumlu ve munis bir yapısı vardı. Muhabbet ilerleyince,
“Akşama gelin, yarenlik edelim, mangalda çay demleyim size. Köyde kalıyom, yalnızım
” dedi. “Hayırdır. Teyze gelmiyor mu seninle köye?” dedim. Yumuşayan kaşları, yine çatıldı: “Yok beyaa” dedi, “Ben ona küsüp gidiyom köye”. “Küsme teyzeme! Bu yaştan sonra yalnızlık hiç çekilmez” dedim.

Devamını Oku »

Canım Abim, İnan Mesele O Değil!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 23 Nis 2021 0 yorum

“Tamam” diyor “Sözleşmede eşcinsel atıflar vardı ama bu ülkede kadınlar öldürülmeye devam ediyor.  Sadece eleştirmekle olmaz, çözüm için bir şey söyleyen yok.”
Üstadım farkında değilsiniz ancak henüz neyi tartıştığımızı anlamamışsınız. Bana birkaç kelam için müsaade eder misiniz?
Öncelikle Güzel Ablam, İstanbul Sözleşmesi iptal edildi ancak kadınların erkekleri diledikleri an sokağa atabildikleri ve kadın beyanını esas sayan, “erkeğin uzaklaştırılması için delil aranmaz” diyen 6284 no’lu kanun olduğu gibi duruyor. Aile içi tecavüzü tanımlayan TCK’nın 102/2. Maddesi duruyor. Cinsiyet eşitliğini düzenleyen, bireyi, aileye yeğleyen ve aileyi başsız koyan CEDAW duruyor. Kadına süresiz nafaka meselesi duruyor. Ebeveyn yabancılaştırma meselesinde kadının pozisyonun korunması duruyor. TCK’nın kadına ve çocuğa şiddeti düzenleyen diğer 86, 96, 103, 105, 122, 124,134, 232 no’lu kanunları olduğu gibi duruyor. Bak, genç evliler hala içerde! Yani kadını ve çocuğu şiddetten koruma amacıyla düzenlenmiş yasalarda bir değişiklik yok.

Devamını Oku »

Bu halimizle VAR olsak ne, olmasak ne?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 19 Mar 2021 2 yorum

Ayıbımız FAŞ oldu


Kimsenin ölmeye vakti yok
Toplu ölümler çağında
Hep beraber kokacak ruhu insanın

Mahmut Yavuz

Yaşı 70’i aşmış olan Kadiri Şeyhi Safiyüddin Erhan Bey’e pandemi meselesi gündeme geldiğinde çevresindekiler soruyor: “Efendim, tedbir alacak mısınız?”,Aldık ya!” diyor. “Efendim, ne tedbir aldık?” diye soruyorlar; Biz” diyor, “Hz Resulün hayatına ve Sünnete bakarak tedbir alırız. O bize, günde 5 sefer temizlenmeyi (abdesti), haftada en az 1 sefer guslü, evlere ayakkabı ile girmemeyi, hayvanı ve necaseti eve sokmamayı ve haram lokmayı evlerden uzak tutmayı tavsiye etmiştir. Biz de elimizden geldiğince bunlara riayet eder, sonrası için tevekkül eder, teslim oluruz” der.


Devamını Oku »

Bu bir Kandil yazısı değildir...*

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Mar 2021 1 yorum

Eğer müsaade ederseniz bu konuda bir kaç kelime etmek istiyorum. Derdim bir fikri size kabul ettirmek değil. Bu nedenle “Kandiller var idi, yok idi” diye ayetler ve hadisler getirerek herhangi bir iddiayı ispatlamaya çalışmayı düşünmüyorum. Sadece bu konunun çok daha farklı perspektifleri ve boyutları olabileceğine işaret etmek istiyorum.

1- İmam Gazali Asr Suresinin ilk ayeti olan "Asra (zamana) and olsun ki; İnsanların çoğu hüsrandadırlar" ayetini "İnsanların çoğu vakitlerini-zamanlarını “hüsrana” giden yollarda harcarlar. Hayra tebdil edemez, onun peşinde koşamazlar" diye te'vil ediyor[1].


Devamını Oku »

Byung Chul Han - Psikopolitika / ÖZET

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 30 Oca 2021 2 yorum

Byung Chul Han ağır ağır duvarını ören bir duvar ustası gibi her kitabı ile Modern dünyaya dair eleştirilerine bir tuğla daha ilave ederek duvarını örmeye devam ediyor. Psikopolitikada toplumların artık Foucault’un iddia ettiği gibi biyopolitika ile yönetilmediklerini –buna ihtiyaç kalmadığını-, gelişen teknoloji ile 360 derecelik bir açı kazanan banoptikonlar üzerinden toplumların içten gelen şiddet (nefs, heva, iç güdü, korku, bilinçaltı vs) harekete geçirilerek, dışardan şiddet uygulamaya ihtiyaç kalmadan yönetildiklerini iddia ediyor. Ona göre, toplumların psikolojilerini yönlendiren bu psiko-politikalar ile modern birey artık tüm değerini yitirmiştir.
Kitap Metis Yayınlarında çıkmış ve 89 sayfa. Muhteşem bir tercümesi yoksa da okunamayacak durumda da değil.

Kitabı Kamil Güller özetledi.
Lütfen unutmayın! Hiçbir özet, kitabın yerini tutmaz.


Devamını Oku »

Saygıdeğer Hayrettin Hocam, fetvanız AŞI'dan mı ibaret?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 10 Oca 2021 0 yorum

Yıllar önceydi bir grup arkadaş bir iş keşfetmişlerdi. İşe, bir arkadaş helal olmadığı gerekçesi ile itiraz etti.

Arkadaşlar, çok saygı duyulan bir hocaya mail atarak işin caiz olup olmadığını sordular.
Artık arkadaşlar, fetvayı nasıl sormuşlarsa, nasıl ifade etmişlerse, hocadan "işin yapılabileceğine dair cevaz" niteliği taşıyan bir cevap geldiğini söylediler.
Arkadaş, yine de itiraz etti. Onlar da "Hocadan daha iyi mi bileceksin?" dediler.

Devamını Oku »

Ağır emanet!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Ara 2020 0 yorum

Ağır Emanet

Biz insanı kurutulmuş çamurdan yarattık.
Hicr 26

 (Yazının baş tarafı “Nari mi Turabi mi?” isimli yazımızdan alınmıştır.)
Sahabe, mü'minlerin göz nuru Hz Resul’e ““Ya Resulüllah, hepimizi seversin, hepimize yanında mevki verirsin lakin Ali bir başka. Nereden gelir Ali’nin kıymeti?”  diye sorar: Hz Peygamber, “Size kötülük edene iyilik edebilir misiniz?” der. “Evet, ya Resulüllah, ederiz!” derler. “O size bir daha kötülük derse?” Bazı gözler ve kafalar öne düşer. Ancak, “Yine iyilik ederiz diyenler” de vardır. Resulüllah, “Ya o, yine kötülük ederse?” der; öne düşmemiş baş kalmaz.


Devamını Oku »

Hz Aişe’nin Yaşı Meselesi- Sanırım Bu Bir Tuzak.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 16 Eki 2020 3 yorum

Vakti zamanında muhafazakâr bir cemaat dergisi, ABD'de birilerinin Kur’an’ı bilgisayara verip müthiş bir keşif yaptığını, Kur'an’ın matematiğe dayalı bir sistemin üzerine oturduğunu keşfettiklerini, bu mucizevi sistem sebebiyle Kur’an’a bir harf eklenip, çıkarılamayacağını haber yapmıştı. O devirde tüm İslamcı basın bu haberi neredeyse manşetten girdi. Konu İslamcı çevrelerde sevinerek ve öğünerek defalarca gündem edildi. O dönemde ne yazık ki, Müslümanların çoğunun aklına, “Kur’an’ın bilgisayara nasıl verildiğini, matematik sistemin nasıl kurulduğunu” anlamayı talep etmek gelmedi. Ya da “bunu bir de biz verelim bilgisayara, bakalım ne çıkacak?” diyemediler.

Devamını Oku »

İtiraz- 4 Sözleşmenin Alternatifi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Eyl 2020 0 yorum

İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere İtiraz 4*- Sözleşmenin Alternatifini Yazılabilir mi?

“İstanbul Sözleşmesine alternatif metni siz yazın!” diyorlar.
Böyle bir metne bizim yani Müslümanların alternatif metin yazma imkânı yok. Bu mümkün değil! Diyoruz.
Şöyle ki:

Devamını Oku »

İmaj – Kevin Robins (KISA özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 14 Ağu 2020 0 yorum
Bu yazı Hertaraf haber sitesinde (https://hertaraf.com/haber-imaj-kevin-robins-derleyen-ahmet-hakan-cakici-4852) yayınlanmıştır.
İmaj – Kevin Robins
Varsayın ki bir oyunun içindesiniz ve oyun boyunca “bir sürü insanı öldürüyor, insan, hayvan ne çıkarsa eziyor, şehirleri bombalıyor, ormanları yakıyor, milyonlarca kuş vuruyor, kumar oynuyor, girilmeyecek yerlere giriyor, cinsel oyunlar oynuyorsunuz.” Bu esnada birisi sorsa: “Neden bu insanları öldürüyorsun, Tanrıya nasıl hesap vereceksin? Senin hiç ahlakın, senin hiç vicdanın yok mu?”

Devamını Oku »

Kevin Robins, Imaj (ÖZET)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 Tem 2020 0 yorum


Kevin Robins’in AYRINTI Yayınlarından çıkan IMAJ isimli eseri, tercümesinin zayıflığına rağmen okunmaya değer nitelikte.

Robins, bu eserinde  “insanın ayaklarını yerden kesen ve mutlak bir iktidar duygusu yaratan” imaj teknolojileri üzerine kurulu dünyayı sorguluyor. Ona göre, her şeyden önce ortada “yeni “olan bir şey yoktur. Olan her şey bir önceki ve daha önceki dönemlerden gelen zevklerin, hayallerin, ümitlerin yeniden ambalajlanarak, yeni imajlarla parlatılarak toplumların ayartılmasından” ibarettir. 

Devamını Oku »

İtiraz – 3 - Sözleşmenin Getirirken Götürdükleri.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 20 Haz 2020 2 yorum
İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -3


İYİnin düşmanı KÖTÜ değildir, İyinin düşmanı DAHA İYİdir. DAHA İYİ’nin düşmanı ise MÜKEMMELdir.

Hiçbir dolandırıcı, sahtekâr “elimizdekini” alırken bize “KÖTÜ”yü vaat etmez. O bize elimizdekinden “DAHA İYİ”sini vaat eder. Biz “DAHA İYİ”nin vaadini duyduğumuzda elimizdeki “İYİ”ye düşman oluruz. Gelecek 100 Bin lirayı duyunca elimizdeki 10 Bin liranın düşmanı olup, onu sahtekâra verdiğimiz gibi.

Şeytan dahi Hz Âdem’i bu yöntemle kandırmıştır. Ona “Mükemmellik” ve “Ölümsüzlüğü” vaat ederek[1] elindeki Cennet’i almıştır. 

Hz Âdem, ölümsüzlük fikrine kapılınca CENNET’inden olmuştur.

Devamını Oku »

Bu sürecin 3 önemli sonucu

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 9 Haz 2020 4 yorum

Bizim kanaatimize içinde bulunduğumuz sürecin 3 önemli sonucu olacak.

1- Yapay zekâ ve otomatizasyon sistemlerinin yaygınlaşmasına direnen Ulus Devletlerin direnci tamamen kırılmış gibi duruyor. Kanaatimizce bu süreç gittikçe yükselen bir ivme ile devam edecek. Bize göre bunun anlamı çok büyük kitlelerin işsizliğe ve sefalet çizgisinin altına savrulacağıdır. Özellikle büyük şehirlerin, çok da uzun olmayan bir süreç sonunda adeta mülteci kamplarına dönüşeceğini düşünüyoruz.


Devamını Oku »

Alternatif Partner/Aile Modelleri[1]

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 6 Haz 2020 2 yorum
Açıklama için **
Nida Dergisi, HAziran 2020 sayısında yayımlanmıştır. 

 “Seküler sosyal ilaçlardaki sıkıntı, uygulandıkça hastayı daha da hasta etmesidir. Batı'da bugün bunu ifade etmek, yani yeni aristokrasilerin bize parlak ve özgürleştirici bir ütopya getirmek şöyle dursun sosyal hastalıklarımızı daha da kötüleştirdiğini söylemek, küfür kabul edilmektedir[2].
Conor Cruise O’Brein


Devamını Oku »

İtiraz 2- GENDER

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 25 May 2020 5 yorum

İtiraz 2- Yüz elli Yıllık Masal: Batının ilmini alacağız, ahlakını değil!

Son yüz elli yıldır Batı karşısında aldığımız ağır yenilginin altından kalkmak ve yenilmişlik kompleksinden kurtulmak için ürettiğimiz ancak hiçbir gerçekliğe tekabül etmediğini bugün fark ettiğimiz bir slogandır; “Batının ilmini almak, ahlakını almamak” . Bu sloganla yol aldığımız 150 yıllık süreçte silah sanayiinde, ekonomide, tahakkümde, eğitimde, bilgi üretiminde Batı ile aramızdaki fark kapanmak yerine gittikçe açıldı. Ve bu bizi “ilmini alamadık, bari ahlakını” alalım şeklinde okunabilecek bir kendinden nefrete, bir harakiriye, kendi kendini yok etme aşamasına getirip bıraktı.   

Devamını Oku »

İtirazlara İtiraz -1

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 17 May 2020 1 yorum

İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -1

Sayın Zeki Bayraktar, Ali Aktaş beyefendinin sosyal paylaşımlarından aldığını iddia ettiği kelimelerle İstanbul Sözleşmesine gelen eleştirilere itiraz etmiş: Ali Bey'in Sözleşmeyi tam 3 kez okuduğunu, Sözleşmenin eşcinselliğe sadece 2 yerde atıf yaptığını, 6284 no'lu kanun iptal edilmediği sürece Sözleşmeye itiraz etmenin boş iş olduğunu, 6284 no'lu kanunun ise son derece yerinde olduğunu, toplumun içindeki yozlaşmanın Sözleşmeden bağımsız olduğunu, bu nedenle Sözleşmeyi kaldırmanın bir işe yaramayacağını, Saadet Partisinin İstanbul Sözleşmesine menfi yönde taraf olarak oyuna getirildiğini, bu işleri eleştirenlerin FONlar aldığını, sözleşmeye itirazların bir "propaganda merkezi" tarafından yönlendirildiğini söylemiş ya da ima etmiş.

Devamını Oku »

ŞOK DOKTRiNi - NAOMi KLEiN

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 May 2020 2 yorum
Şok Doktrini - Felaket Kapitalizmin Yükselişi , Naomi Klein ...
Naomi Klein, "Şok Doktrini" eserinde Kapitalizmin gücünü ve servetini, "serbest rekabet ortamında, demokrasinin nimetlerinden faydalanarak, ticaretle kazandığı” yalanının üzerindeki örtüyü kaldırıyor. Batı’da biriken servetin kaynağının emek ya da ticaret değil, 400 yıl süren yağmacılığın -daha sofistike yöntemlerle- devam ettirilmesi olduğunu iddia ediyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Güney Amerika'nın, Asya'nın, Afrika'nın servetlerinin kan, baskı, şiddet, talan, soygun ve yerli ulusların yoksullaşması karşılığında Batıya aktarılması süreçlerini inceliyor.

Devamını Oku »

Postmodern Dönemde Kıbleyi Bulmak T.J. Winter

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 May 2020 2 yorum
AbdulHakim Murat ya da şehadet getirmeden önceki ismi ile T.J. Winter'ın bu eseri, ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübe ile verilmiş  10 konferansın derlemesi.
Modernite, Postmodernite, Posthümanizm gibi konularda da yetkin bir isim olan Abdulhakim Murad'ın Müslümanların meselelerine hem içeriden hem de dışarıdan bakabilecek bir yeteneğinin olması, 20 sene önce derlenmiş bu eserin kalitesini -ne yazık ki- şu an Türkiye'deki tartışma kalitesinin ilerisine taşıyabiliyor.
Çok büyük bir yenilginin getirdiği hesaplaşmanın Müslümanları köşeye sıkıştırdığı, artık, "İslam, gelecek yüzyılı göremeyecek" iddialarının kolayca seslendirildiği vakitlerde İngiliz olan Abdulhakim Murad'ın yenilmişlik psikolojisi altında ezik bir ruh haline sahip  olmaması, kendine güveni ve bilgi ile beslenmiş, sükunetli tarzı  oldukça kıymetli. Son sözü kendisinden alıntılayalım "Eğer iddialarımıza inanmak için kendimize yeterli güvenimiz varsa, iyimser olmak için de yeterince nedenimiz var demektir."
Makaleleri özetleme lütfunu bize bağışlayan Kamil Güller'e teşekkür ediyorum.



Devamını Oku »

Korona; Virüs mü İnsanlığın Tabutuna Bir Çivi mi?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 29 Nis 2020 7 yorum

İnsan Hakları ya da İnsan Eşitliği, en güçlü insanları hadım ederek süper insanların gelişmesinin önüne geçilebilir, hatta bunlarla Homo Sapiens’in bozulmasına ve soyunun tükenmesine bile neden olabiliriz.”[1]
Noah Harari

“Modern Family, Ailesiz Toplum” makalesini kaleme alırken Yapay Zeka ve otomatizasyon süreçleri ile bir Süper Diktatörlüğe doğru evrileceğimizi, çok kapsamlı insani kısıtlamaların, gözetimlerin, takiplerin, kitlesel işsizliklerin, sefaletlerin gelmekte olduğunu öngörmüştük. Ama hep aklımızda “Egemenler, kitleleri buna nasıl razı edecekler, bu geçişte kitlelerin ayaklanmasını, dünyanın alt üst olmasını nasıl engelleyecekler?” sorusu vardı.

Devamını Oku »

Akışkan Modernite - Geniş Özet

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 13 Mar 2020 0 yorum


       Postmodern dönem insanlık tarihinin mirası tüm katıları (kutsalları, doğruları) eritirken, insana inanacak, güvenecek, tapınacak, savunacak, sarılacak değer bırakmıyor. Eriyen, geçirgenleşen (translaşan) sınırlar ahlaki değerleri, gelenekleri darmadağın ederken, "insan"ı da tarihten çekiyor. Kullanılan eşyaların, işlerin, konutların sürekli değiştiği "kullan-at" mekanında, uzun süreli ilişkiler (aile, dostluk, vatandaşlık vs. gibi) varlıklarını sürdüremiyorlar. Tek seferlik eşyaların dünyası tek seferlik "iş"lerin, tek seferlik "ilişki"lerin dünyasına dönüşüyor. Bu durum insanı "güvensizliğin" endişeli dünyasına gömerken; bencillik, fit vücut ve hayatta kalma çabası tedirgin insanın kutsal teslisi oluyor.
Ulus Devletlerin sonunu getiren; kitleleri, sanayi şehirlerinin istihdam fazlası atıklarına dönüştüren; çok küçük bir azınlığın menfaati için devasa kalabalıkları perişanlığa sürükleyen sürecin önünde "bireyselleşme" tuzağına yakalanmış kitleler duramıyor. 

Zygmunt Bauman üstadın kıymetli eserini Kamil Güller özetlemiş. tavsiye ederim. 

 Ahmet Hakan Çakıcı

Devamını Oku »

Toplumsal ve Cinsel Roller Kırıldığında (Tamamı)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 28 Oca 2020 0 yorum



Hayatlarını sürdürme çabasında olanların başlarına gelebilecek en kötü şey normların olmaması, ya da anomidir? Normlar engelleyici oldukları kadar mümkün kılıcıdırlar; anomi, en saf ve basit haliyle engelleyici bir duruma işaret eder. Normatif kurallar ordusu hayat dediğimiz savaş alanını terk etti mi, geriye sadece şüphe ve korku kalır.”[1]
Zygmund Bauman

Devamını Oku »

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ, Byung Chul Han (Özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 22 Oca 2020 0 yorum

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ

Koreli Byung Chul Han, Almanya’da yaşayıp Berlin Sanat Üniversitesi'nde ara sıra ders veriyor. HAn, okuduğum, bu ve diğer eserlerinden çok faydalandığım, okuyucunun zihnini tokatlayan ve modern dünyanın eteğini kaldırıp ayıbını faş edebilen bir yazar. Modern insanı ve ilişkilerini kıyasıya eleştirdiği bu kitabında, Modern İnsanın artık dışardan gelen şiddetten çok, odağı, modern insanın kendi iç dünyası olan, bir şiddete maruz kaldığını, özgürlük, başarı ve performans putları ile kendini, hiçbir köle tacirine ya da zorbaya ihtiyaç duymadan köleleştirdiğini anlatıyor. Bu dönemde herkes kendini sömüren bir sömürgecidir ve herkes aynı zamanda kendisi tarafından sömürülen bir kurban. Arzu üzerinden ikna edilmiş, performans insanın bundan sonraki durağı “doping insanıdır.” Fail ve kurbanın özdeşleştiği bu yerde çözüm de yoktur. Çünkü  “Ölemeyecek kadar canlı ve yaşayamayacak kadar ölüleri” ne öldürebilir ne de diriltebilirsiniz.

Ahmet H. Çakıcı


Devamını Oku »

Ya Hakk !

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 9 Ara 2019 0 yorum

HAKK’ Aziz Allah’ın isimlerinden. 
Allah(cc), HAKK’tır.
HAKK’lı, Allah’lı, Allah’ın razı olacağı yerde duran.

HAKK’sız, Allah’sız, Allah’ın(cc) razı olmadığı yerde duran.
Haksızlığı (Allahsızlığı, Allah'ın razı olmadığını) bilinçli tercih eden, bile bile HAKK’sızdan yana olan, HAKK’sızlıktan çıkar sağlayan, HAKK’sızlığın sürmesi için çalışan, HAKK’ı gizleyen örten. Örten, yani kâfir.
Menfaati için, bile bile HAKK’ı (Allah’ı) düşman edinendir kâfir.


Devamını Oku »

3 - İnsan’ın Son Vakti, İnsan Sonrası Toplum- Posthümanizm

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Kas 2019 1 yorum

İnsan’ın Son Vakti, İnsan Sonrasına Geçiş - Posthumanizm
 "Korkarım dünyada bir zaman gele, insanlar yaşaya, insanlık öle..."
Bahtiyar Vahapzade

Belki de bizler, “son” normal insanlarız[1].  

Abdulhakim Murad, Habermas’tan alıntılayarak: “İnsan, kendisinin ve âlemin varlık sebebini ararken tarih içinde giydiği kıyafeti, yaşadığı şehri, düşüncelerini, iyiye ve kötüye dair fikirlerini, dünya, ölüm ve ölüm sonrası hakkındaki kabullerini, erdemlerini, din ve tanrı telakkisini sürekli değiştirdi. Ancak bütün bu değişimlerin merkezinde olan “insan” daima sabit kaldı, değişmedi, varlık olarak kıymetini korudu. Şu an eşiğinde bulunduğumuz Transhümanizm diye anılan bu dönemle birlikte söz konusu olan, bizzat insanın değişmesi hatta tamamen yok olması. Bu süreç sadece, Habermas’ın vurguladığı gibi “felsefeyi” ve “fikirleri” değil insanın çevresindeki her şey gibi insanı dahi yok edebilecek bir süreç[2].”  

Devamını Oku »

2- Ahlak Sonrası Toplum: Queer Teori

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 11 Eki 2019 1 yorum
Adalet, iyi, kötü, doğru, yanlış... Hepsi Tanrı ölünce, öldü.
Her şey artık bir yorum meselesidir.
Abdurrahman Arslan

Zygmunt Bauman, Hıristiyanlığın “Baba, Oğul, Ruh’ul Kudüs’ten” müteşekkil teslisinin, Aydınlanma ile “Akıl, Bireysellik ve Özgürlüğe” evrildiğini, Modernite ile “Bilim, Ulus ve Devlet/Vatan”ın oturduğu kutsal teslis tahtına, Postmodern dönemde “Vücud, Haz ve Karışılmazlığın (özgürlük)” oturduğunu söyler.

Devamını Oku »

1- Ailesiz Toplum, Modern Family ... Ya Sonrası? ( Tam Metin)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 yorum

 


Ailesiz Toplum, Modern Family... Ya Sonrası ?



Yaklaşmakta olan büyük sarsıntıyı korkunç acılar çekmeden atlatabilmek, Soykütüğün yaratmayı hedeflediği baş dönmesi ile yok etmeden sekteye uğratmak ve başka bir hikayeye dönüşme olanağı sunmanın ne kadar başarılabileceği ile ilişkili.[1] 



Devamını Oku »

Şiddette, Egemenlerin Dikkatini Çekemeyenler.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 10 Eki 2019 0 yorum
"İyi"nin düşmanı "kötü" değildir: "İyi"nin düşmanı "daha iyi”dir, "daha iyi”nin düşmanı ise "mükemmel”.


            Zygmunt Bauman


Devamını Oku »

Klitorisin Fonksiyonel Anatomisi ve Kadın Sünneti

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 25 Eyl 2019 45 yorum


    Prof. Dr. Memduh GEZİCİ

    Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi

    Anatomi A.B.D. 


(Prof. Dr Memduh Gezici'nin SEXUS JOURNAL 'a yazmış olduğu makale)


Devamını Oku »

Annelerin Sır Günahı: Neonatisit

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 21 Eyl 2019 1 yorum

Annelerin Sır Günahı: Neonatisit[1]


Melissa Drexler lise mezuniyet balosuna giderken anne babasından da, eski sevgilisinden de, yeni sevgilisinden de hamile olduğunu hala gizliyordu. Balo salonuna girdiğinde kasıklarında sancı duydu. Tuvalete gitti. Bir erkek çocuğu doğurdu. Göbek bağını lavaboda kesti. Kanlı bebeği 3-4 kat çöp torbasına sardı. Ve çöpe attı. Sonra dans pistine geri döndü ve baloya kaldığı yerden devam etti. Amerikan basını onu “Balo Annesi”[2] olarak isimlendirdi.

Devamını Oku »

Porno: Siber Dulluk

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Eyl 2019 13 yorum

Judith Reisman’ın pedofilik, biyografi yazarı James Jones’un sadomazohist[2] bir eşcinsel olarak nitelendirdiği[3]
Toplumsal Cinsiyetler fikrinin babası Alfred Kinsey’in Rockefeller Vakfı destekli kitapları Amerikan Hukuk Sistemini dağıtıp pornografiyi serbest bıraktırmadan önce Rockefeller Ailesi büyük bir öngörü ile –daha sonra San

Devamını Oku »

Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Özgürleşmesi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 26 Ağu 2019 5 yorum


(Sebilürreşad Dergisi - Ağustos 2019)

Fakir ile zengin arasındaki binlerce yıllık denge, robot ve yapay zekâ teknolojilerinin gelişmesi ile darmadağın oluyor. Şehirler, sanayi toplumlarının atığı olan “ıskarta insanların[1]” depolandığı devasa toplama kamplarına dönüşmekte.

Devamını Oku »

Şu Baş Belası Cinsellik

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 Haz 2019 10 yorum

Şu Baş Belası Cinsellik


İslamcı kesimin çok kıymetli profesör ablası “geçe bırakılmamış evliliğe” karşı olduğunu söylemiş. Üstelik “aile içi tecavüz” kavramını da savunuyormuş. Ne desem bilemedim.

Cinsellik İslami kesimin hem konuşmaktan kaçındığı hem için için kendini yediği bir konu. Aynı zamanda sürekli yüzleşmek ve bedelini ödemekten de geri duramadığı, duramayacağı bir mesele, bir karın ağrısı.

Devamını Oku »

Avrupa'nın Travmaları 6 - Türkler

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 7 Ağu 2018 1 yorum

Önceki Yazı:  Avrupa'nın Travmaları 5 - Dünya Savaşları   


"Türk Dilini ve bu dili konuşan herkesi Avrupa'dan kovmak kesinlikle zorunludur.*"

Voltaire


Avrupa düşüncesini şekillendiren ve bugününe etki eden travmalar üzerinde düşünmeye çalıştığımız bu yazı dizisinde 6. başlığımız, Türkler.

Devamını Oku »

Avrupa’nın Travmaları 5 – Dünya Savaşları

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 Oca 2018 2 yorum
Önceki Yazı: Sanayi Devrimi ve Komünizm

Yaklaşık 1600 küçük şehir devletinden müteşekkil olan Avrupa, 3-4 yüzyıl içinde 30 civarında isim/kavim etrafında toplanarak birleşme-devletleşme sürecini tamamladı. 1700’lü yıllara gelindiğinde bunlardan bir kaçı dünya çapında güç olabilmişlerdi. Bu güçler çok kısa bir zamanda bütün dünyanın başını belaya sokacak şekilde liderlik ve ganimet mücadelesine girdiler.

Devamını Oku »

Avrupa’nın Travmaları 4 - Sanayi Devrimi ve Komünizm

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 Oca 2018 0 yorum
Plassey Savaşı'ından sonra Robert Clive

Sanayi Devrimi ve Komünizm (İnsan Hakları)
(Bu yazılarda bir çok şey eksik)

15. Yüzyıldan itibaren Avrupalı gemiciler (korsanlar) Amerika, Afrika ve Hindistan’ı yağmalayıp, ele geçirdikleri her kıymetli şeyi Avrupa’ya taşıdılar.  Özellikle 1753 yılında Hindistan’da yapılan Plassey Savaşında Fransızları yenip Babür İmparatorluğunun dağ gibi altınlarını (Benzetme İngiliz komutan Robert Clive’a ait.) ve diğer hazinelerini İngiltere’ye taşımalarından sonra bu yağmanın ve sömürgeciliğin lideri İngilizler oldu.


Devamını Oku »